~hisler~

355 20 15
                                    

'' şey ben özür dilerim kendimi kaybettim Bi an. Sen burda annen için üzülüyorsun. Benim yaptığıma bak. "
Gülümsemeye çalıştı.
'' Hazan sorun yok. Ben her zaman yanındayım. Ağlamak istediğinde sana yaslanacağın omuz olmak isterim. Am en çok mutlu olmanı isterim. Çünkü sen gülünce bahar gelir. Ve ben gözyaşlarına dayanamam. Özellikle konu değer verdiklerim olunca."
" ne demek bu? Yağız sen ne diyorsun? Biz sadece arkadaşız değil mi? "
Bana garip Bir şekilde bakıyordu. Sanki uzaylıymışım gibi.
" yağız kime diyorum ya.''
"afedersin? Dalmışım. Ne dedin?"
"unut gitsin. Ben bi eve gidip gelicem. Kendine dikkat et."
"sende dikkat et. Görüşürüz o zaman."
"tamam. Görüşürüz."
Gidişini izledim. O gidene kadar baktım. O bir kez olsun bakmadı. Olsun. Ne bekliyordum ki. En iyisi sinanların yanına dönmekti.

Ece'den

"arama beni dedim. Sen laftan anlamıyor musun ya!"
"ece konuşmamız lazım diyorum."
"seninle konuşacak hiç bişeyim yok benim."
"ne yokmuş?"
"a-anne. Hiç. Hiç bişey yok."
"kız ne demek hiç bişey yok. Sen telefonu Bi versene bana."
"a-anne."
"ver dedim."

Zorla elimden telefonu aldı.
"bak kapattı. O at hırsızıyla konuşuyordun dimi kız."
"yok öyle bişey anne. Ben sadece arkadaşımla konuşuyordum."
"yemişim arkadaşını. Kocanın annesi canıyla savaşıyor içerde. Sen adamın yanında olacağına hala o at hırsızıyla konuşuyorsun. Ece bana bak gözünün yaşına bakmam. Deki etme beni. Yürü çabuk!"
"of anne ya!"
"oflama bana!"
Sinanın yanına gidip koluna girdim. Hiç bana bakmadı bile. Gözlerimi devirip Yasini düşündüm. Gerçekten ne diyecekti acaba. Doktor çıktı. Herkes yanına gitti.

"eşim nasıl doktor bey? Durumu nasıl?"
"geçmiş olsun eşiniz gayet iyi. Ancak bugün hastanede kalmalı yarın taburcu olur çıkarsınız."

Herkes bir anda mutlu oldu.

"bir kişi kalsın. Diğerleri gidebilir. Kendinizi çok yordunuz."
Yağız çıkıp ben kalırım dese de Hazım bey izin vermedi. Herkesi gönderdi. Kendisi kaldı. Yalının önüne gelince Yasini fark edip durdum.

"şey siz gidin benim Bi işim var."
"ece saçmalama bu saate ne işi."
"önemli ama. Sinan lütfen sen git."
"iyi tamam. Naparsan yap."
"aaa sinancığım karına söz geçiremiyormusun yoksa?"

Yasemin hanımın dediklerine eşi gökhan beyde gülerek sinana bakıyordu.
"en azından benim karım iç çamaşırı mankeni değil bazıları gibi sadece söz dinlemiyor."
Sinir bozucu bir şekilde gülüp yasemin hanıma baktı. Yasemin hanımın yüzü düştü Bi anda. Gökhan beyde öfkeyle sinana yaklaştı.
"ne dedin lan sen!"
"yalan mı? İç çamaşırı mankeni değil mi senin karın!"
"gökhan! Sinan! Yeter artık. Allah aşkına yeter! Son verin şu kavganıza. Annemiz iyi. Yarın evine dönücek. Sizi böyle görse ne düşünür. Herkes eve hadi."
"yağıza katılıyorum. Bence de gidin."
"ece sen iyi misin?"
"iyiyim. Noldu ki?"
"ne bileyim. Bir garip davranıyorsun."
"yoo. Davranmıyorum. Yani siz girin."
"ah şu evde deliriciğim. Yağız götür beni burdan. Gidelim seninle."
"tamam hala gidelim."

Herkes yalıya girmişti. Köşeye yasinin yanına gittim.

"sen burda napıyosun? Seninle konuşacak bişeyim yok demedim mi?"
"ece ben bizi özledim. Sen o adamla neden nasıl evlendin bilmiyorum. Ama hala aşığım lan ben sana. Nasıl yaptın lan bunu bize!"

Başta yumuşak tonda başlayan sesi sonlara doğru sertleşmişti.

"defol git. Bir daha karşıma çıkma! Ben seni sevdiğimi sandım. Ama ben hiç bir zaman seni sevmemiştim. meğer bir hayale kapılmışım onun peşinden gitmişim. Ama o ece öldü. Bir hayaldi geçti. O hayal kuran ezik ece yok artık. Ben uyandım. Ama Sinan öyle değil! Ben ona gerçekten aşığım! "
Bana hüzünle öfke karışık bakıyordu. Bu laflar ağzımdan nasıl çıktı bilmiyorum. Belki de benim canımı yaktığı için bende onunkini yakmak istemiştim.

" sen varya sen bunlara ne kadar inanmak istersen inan. Ben yinede o adama aşık olduğunu düşünemem. Sen bu değilsin ece."
"bu değilmiyim? Neyim ben?" koluna yapıştım. "kimim ben? Bu kız kim? Tanıyor sandığın bu kız kim? Ağlak ezik ece mi gerçek. Sen benim böyle mi olmamı istiyorsun?herkese boyun eğen. Ordan oraya savrulan. Ece ne istiyor önemli mi? Kimsenin beni önemsediği yok! Sen hani sözde bana çok aşıksın ya! Neden? Her defasında bana değil başkalarına inandın? Neden hep beni yarı yolda bıraktın? Neden bana sahip çıkmadın? Neden bir kez olsun ya bir kez olsun ece yapmaz demedin. Gerçek eceyle konuşuyorsun şuan. Asıl ece bu. "

Arkamı dönüp gittim. Yalıya girip, odama çıktım. Girmeden önce gözyaşlarımı sildim.
" hadi bakalım ece. Toparla kendini. Mutlu görün. "

Hazandan

Bu nerden çıktı şimdi? Ne demekti bu? Yağızın dediklerinden ne çıkarmam gerek? Sadece teselli etti işte. Niye bu kadar taktıysam?
Kapının sesiyle birlikte kalktım.

"Hazan nerdesin güzelim kızım."
Gözlerimi devirip kalktım. Salona gittim.
"ne var anne?"
"topla bütün eşyalarını gidiyoruz."
"pardon?"
"yalıya tabi. Kardeşin artık bir egemen. E biz neyiz? Annesi ve ablası. Böyle bir yerde mi kalıcaz? Hadi yürü gidiyoruz."
"sen ciddi misin ya? Daha kızın neden sinanla evlendiğini bilmiyoruz. Ben hala idrak edemiyorum. Sen ne ara idrak ettin de yalıda kalmak istiyorsun?"
"aşıklar işte. Belli değil mi? Sevinç Hanım hastanedeyken sinanın peşinden bir an olsun ayrılmadı bile. Sen görmedin tabi."
"ben kardeşimi iyi tanıyorum. Sen ne dersen onu yapar. Sensiz hareket bile etmez bu kız. Sen yaptın yine dimi?"
"kız deli deli konuşma. Ben neden o deli playboy bozuntusu adamla kızımın, güzeller güzeli kızımın evlenmesini isteyeyim. Benim amacım farklıydı. Ama böyle olacağı varmış. "
"ben kardeşimi o yalıdan senden çekip alıcam. Ya biz tartışsak bile ece bişey olduğunda canı yandığında direk beni arıyor. Ben ablayım. Hoş sende annesin. Tabi bir annelik göremedik ama."
"Hazan doğru konuş almayayım seni ayağımın altına. Hazırlan dedim."
"gitmiyoruz. Ben o yalıya adımı mı bile atmam."
"bu kadar büyütülecek bişey yok. Hem öbürü de orda."
"öbürü kim ya?"
"yağız egemen. Buzdolabı gibi soğuk nevale ama vefakar. Annesinin yanında bir tek o durmak istedi biliyor musun?"

Gülümseyip ona döndüm.

"belki de dışarıdan baktığın gibi değildir herşey."
"ne diyosun kız? Daldın gittin. "
"hiç ya. Ben sadece kardeşimi düşünüyorum."
"tamam o zaman eceyle konuş. Neden olmuş öğren. Ama ben burda kalamam. Gelmek istersen kapı her zaman açık Hazan Hanım."
"çok beklersin Fazilet Hanım."

Burun kıvırıp eşyalarını alıp gitti. Ece nasıl acaba?

Yağızdan

Kapısının önünde durmuş ne yapıyordum acaba? Kapıyı açsa ne diyecektim ki sanki? Kendime bile yüksek sesle söyleyemediğim duygularımı mı? Ya beni istemezse? Ya bir daha onu göremezsem?
Tam kapıyı çalıcakken durdum. Yapamazdım. Geri gittim. Arabama doğru ilerledim. Bunu göze almalıydım. Yapıcaktım. Tekrar kapısının önüne gidip kapıyı tıklattım.
İçersen bana huzur veren sesini duymamla telaşlanıp saklandım.
Kapıyı açtı. Heryere baktı. Sonra sinirle içeriye döndü.

"yapamam. Ona bunu söyleyemem."

Gün Işığı ~yağhaz~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin