BÖLÜM 5

6.7K 329 33
                                    

Merhabalaaar :))

Umarım herkesin bayramı güzel geçmiştir , arayı birazcık açtım farkındayım bayram sebebiyle. Bu kadar soğutmayacağım yorumlarınızı yıldızcıklarınızı eksik etmeyiin :)))

BÖLÜM 5

                                     

   Carmen’i geride bırakarak merdivenlere yöneldim. Uyumak istiyordum. Rüyasız. Merdivenlerden çıkarken bir yandan da bu sabah öğrendiğim bütün o gerçekleri hatırladım.

   Odama girdim ve  sabahlığımı büyük pembe koltuğa bıraktım. Carmela, biz mutfaktayken hazırlanıp çıkmış olmalıydı.Bej rengi, tahtadan oyulmuş makyaj masama yanaştım. Büyük pufuma oturdum ve saçımı taramaya başladım. Bir yandan da aynada kendimi inceliyordum. Gözlerimin altı morarmış ve çökmüştü. Saçlarım karmakarışık olmuştu ve başımın arkasındaki bir nokta acıyordu. Elimle başımın o noktasını elledim ve yüzümü buruşturdum. Sanırım Alejandro  beni engellemeye çalıştığı sırada , bayıldığımda kafamı çarpmıştım. Koluma baktım. Carmen’in yaptığı ustaca sargı  ince uzun yarayı çok yi kamufle ediyordu.

    Masamdan kalktım ve yatağıma uzandım. Gözlerimi kapattım. Beynimde Carmen’in anlattıkları hala yankılanıyordu. Bir süre hepsini düşünmemeye çalıştım. Sonra pes ettim. Bu düşüncelerden kaçışım yoktu. Er yada geç hepsini tartmak zorundaydım. Öğrendiklerimin her birini sindirebildim. Biri hariç ; annem…  Bunu düşününce içim cız etti ve annemin minik ve şefkatli suratı gözümün önüne geldi. Bana gülümsüyordu. O gülümsemeyi görür görmez gözlerimi açtım. Yüzünü görmek istemiyordum.  Sevgi dolu annem…Hayır… Bunu istemiyordum. Ondan gerçekten nefret etmek istiyordum. Bunu hak ediyordu. Ama ben yapamıyordum işte. Neden?

    ‘’ Sen bize ihanet ettin. Babama ihanet ettin. Her şeyden sorumlusun’’ dedim ona, sanki beni duyabilecekmiş gibi. Ama ondan çok kendimi inandırmaya çalışıyor gibiydim. Sesim odada bana geri döndü. Bir süre daha düşündükten ve öfkelendikten sonra  gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

            Rüya gördüm mü? Evet. Ama Alejandro’nun heykelsi suratı yada Rio’nun uyarıları değildi. Annemi gördüm. Bahçede o çok sevdiğimiz çiçek desenli koltuklarda oturuyorduk. Hava tatlı bir öğle vakti gibiydi. Annemi görür görmez koşup sarıldım. Çocukluğumun kokusunu içime çektim. Oradaydım işte. Annemin koynunda, olmam gereken yerde. Hiç kimsenin bana zarar veremeyeceği, dünyanın bütün saçmalıklarından uzak olan yerdeydim. Bir an o kadar mutluydum ki… Bu anı hiç kimsenin bozmasına izin veremezdim. Sonra yaptıklarını hatırladım. Bize yaptıklarını… Hatırladığım, örnek aldığım ve özlediğim annemi nasıl mahvettiğini…Hayallerimi nasıl çaldığını… Aniden, bana çok zor gelse de, ondan uzaklaştım. Şaşkın şaşkın baktı.

“Anne,” dedim. “Bunu neden yaptın? Bunu bize neden yaptın?” 

Ağlıyordum.

Bana o muhteşem gülümsemelerinden birini armağan etti. Kollarını bana doğru uzattı. Direnmedim, gittim. Beni kucağına aldı ve bir bebek gibi salladı.

GÖLGEDEKİ IŞIKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin