BÖLÜM 13

4.7K 244 32
                                    

merhabalar canlarıım :)) 

Buyrun macera devam ediyor :)

                                BÖLÜM 13

                               

Notu elimde defalarca kez evirip çevirdim. Dışımdan iki kere okudum ama içimden ne kadar okuduğumu hatırlamıyorum. Sadece nota odaklanmıştım. Her ne kadar bir şey anlamasam da.  Tekrar başa dönüp notu tekrar okudum. Bana bir yerlerden tanıdık geliyordu. Ama nereden? Tekrar, tekrar… 

Aniden ayağa fırladım. Öfkelenmiştim. Okuduğum kelimeler, bakışlarımı kağıttan çektikten çok sonra bile gözümün önünde dans ediyorlardı. Beynimin içinde yer değiştiriyor anlamlarını bulamayayım diye daha çok karışıyorlardı sanki. Karşımda oturduğunu unuttuğum Rio’ya baktım. Bu ani hareketimle telaşlanmıştı ve o da ayağa kalkmıştı. Düşünceli hali birden gitmiş bana odaklanmıştı.

        “Ne oldu? Bir şey mi hissettin?” diye sordu. Gözlerim renk değiştirmiş mi diye inceledi. Cevap veremedim. Hala parçaları birleştirmeye çalışmakla meşguldüm.  Sessizce notu defalarca okumaya devam ettim.

“Mia, aklımı kaçırmak üzereyim… Neler oluyor? “diye bir ses duydum. Nottan çok bu dilim tutuk halim onu endişelendirmişti. Ağzımı açtım ve nihayet konuştum.

          “Bu,bu ,bu not . Ben sanırım… yani bir yerlerden…. Nerden? Ama nerden?”

Odada ileri geri yürümeye başlamıştım. Rio tekrar koltuğa oturdu. Bir elini çenesine koydu ve dışarıyı izlemeye başladı. İlgisinin dışarıda olmadığını biliyordum. O  da benim gibi bize bu bulmacayı verenlerin ne demek istediklerini anlamaya çalışıyordu. Hayatımızın kontrolünün elimizde olmamasından rahatsızdı belki de benim gibi. O da kendini bir piyon gibi hissediyordu. Dikkatim bir an bu düşüncelerle dağıldı. Onun baktığı gibi dışarı baktım ben de. Odamızın camları manzara konusunda cüretkardı. Mükemmel bir yaz günüydü. İnsanlar yavaş yavaş çekilmeye başlamıştı. Saat üçe geliyordu. Dışarısı kavurucu sıcaktı. Tipik bir yaz. Harika bir gün. Bir yaz günü mü?

Çığlık attım. Rio ayağa fırladı ve bu kez koşarak yanıma geldi.

       “Tanrı aşkına Mia! Neler oluyor?”    

       Alnıma vurdum. “Hatırladım. Tabii ya nasıl aklıma gelmedi!”    

Notu tekrar yüksek sesle okudum. Bittiğinde kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Yüzü boştu. Hala olanlara anlam verememişti.

        “Ben hala anlamadım… “ diyerek duygularını dile getirdi. Normalde okkalı bir cevap yapıştırırdım ve bunu yapmadan da rahat etmezdim ama keşfettiğim şeyi dile getirdim:

        “Bu not…Shakspeare’in  Bir Yaz Gecesi Rüyası’ndan.”

Bunu nasıl hatırlamazdım? Ben sanat tarihi okuyordum. Bunlarla içli dışlıydım.Benden daha iyi kim bilebilirdi? Kendimden utanmalıydım. Ama şu an bunu yapacak vaktim yoktu. Daha önemli işlerle meşguldüm. Dünyayı kurtarmak, ne olduğumu öğrenmek gibi…

Rio’nun suratı yavaş yavaşşekle girmeye başladı. Sanırım bazı şeyler oturuyordu kafasında. Notu elimden aldı. Dikkatle inceledi ve kafasını kaldırıp bana baktı:

“Hatırladım. Tabii ya. Nasıl unutabilirim! Shakspeare’in neredeyse bütün oyunlarını izledim ve ezbere bilirim.” Yanakları hafiften kızardı. “Sanırım tam bilmiyormuşum,” diye ekledi.

GÖLGEDEKİ IŞIKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin