BÖLÜM 3

8.1K 363 45
                                    

Bu bölüm her şey biraz daha netleşiyor :) Bakalım hikaye içinde hikayeye yorumlarınız ne olacak :)) 

Keyifli okumalar :) 

                                              BÖLÜM 3

                                              

Hepimiz birbirimize baktık. Bu ismi daha önce hiç duymamıştık. Daha farklı bir şey bekliyorduk. ‘O bir öcü’ diyecek hali de yoktu ama… Sanırım söylediği isim de buna eşdeğerdi. Yeteneklerimizin açtığı belalardan biri daha. Eğer normal insanlar olsaydık bunların hiçbiri başımıza gelmezdi. Keşke seçme şansımız olsaydı. Yeteneğim ile  hiçbir zaman övünmedim. Ama biliyordum ki yeteneğimin lazım olacağı ve benim övüneceğim gün de gelecekti. Bunu hiçbiriyle paylaşmasam da o günün geleceğini hissediyordum.

        Tek tek hepsinin yüzünü inceledim – belki içimizden birisi Carmen’in neden bahsettiğini anlamıştır diye- ama hepsi aynı benim gibi konuşmanın arkasını bekliyordu.

Lana, Carmen başka bir şey daha söyleyecek mi diye bekledi ama Carmen daha o iki kelimeyi söylemiş olmanın kokunu üzerinden atamamıştı.

 “Yani?Kim bu Karanlıkların Sahibi? Bizimle ne işi var ki?” 

Kafamdaki soruları benim yerime böyle özetleyip sorduğu için ona minnettardım.

“Anlamadınız mı? Bir sürü adam bulmuş olmalı. Saklandığı yerden çıkacağını hiç tahmin etmezdim. Yaşadığından bile şüpheliydim. “

“Buraya kadar anladım ama, hala bizimle ne işi olduğunu anlayabilmiş değilim.”

Sophia’nın da, aynı benim gibi, olaylara direkt bir bakış açısı vardı.

     “Ah! Bunu anlatabilir miyim bilmiyorum! Sanırım artık anlatmanın zamanı geldi.”

     Bugün gerçekten Carmen’i tanıyamıyordum. Hiçbir zaman böyle gizemli tavırları olmamıştı. Böylesine korktuğunu da görmemiştim. Yine de hiçbir şey söylemedim. Sessizce dinliyordum. Bakalım daha neler öğrenecektik?

“Bundan on dört yıl önceki geceyi hatırlıyor musunuz?” diye sordu.

“O korkunç gece… nasıl unutulabilir ki? Hala ara sıra kabuslar görüyorum.” dedi Lana. En büyüğümüz o olduğu için en iyi o hatırlıyordu. O zamanlar dokuz-on yaşlarındaydı.

“Ben size tekrar hatırlatmak istemezdim ama… Helena’nın, ve teyzelerinizin öldüğü gece… size ne anlatmıştım hatırlıyor musunuz?” Helena annemdi.  

“Evet,” dedi Carmela ve devam etti  “Babam, bir zamanlar halamı öldürdüğünü düşündüğü bir Zathef’i  öldürmüş. Annem de babamı ne olursa olsun alacağı cezadan  kurtarmak istemiş. Çünkü bir Zathef’i öldürmek hem çok zor hem de çok büyük bir suç. Teyzelerim ise sadece annemi düşündüklerinden olaya karışmışlar. Annemi kurtarmak istiyorlarmış. Karışmasını engellemeye çalışmışlar. Ama annem kararlıymış ve Zatheflerin toplantısını basmış. Zathefler o an annemin ve teyzelerimi babamın suç ortağı olduğuna karar vermişler ve babama yardım ettikleri için onlara da ceza verilmiş. Zatheflerin otoriteleri ve kararları sorgulanmaz. O günden sonra teyzelerim annemin yanında kalmaya ve cezayı beklemeye başlamışlar. Cezanın ne olduğunu biliyorlarmış. Ölüm… İdam… Artık ne olursa... Son ana kadar umut etmişler ama, o gece…”

Carmela’nın gözünden yaşlar süzülmeye başladı. Ben bu kötü hatıra ile ürperdim

ve ağlamamaya çalıştım. Lana ile Sophia sadece bakıştılar. Aida ise hıçkırıklarını bastırmaya çalışıyordu. İçimizde en şanssızımız oydu. Annemi hiç hatırlamıyordu…

GÖLGEDEKİ IŞIKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin