Jaehyun kafasını otobüsün titreyen camına dayamış olanları düşünüyordu. Yaklaşık on yıldır hırsızlık yapıyordu ve yaptığı her soygun ona göre -ve her ne kadar kabul etmeseler de diğerlerine göre- bir sanat eseriyken birden böyle bocalaması...Jaehyun nedeni bulmaya çalışıyordu. Nasıl bu kadar basit bir tuzağa gelmişti? Onun kendisini iyi hissetmesini isteyen iç sesi, bir şeylerin ters gittiğini anlamıştın, diyordu ama Jaehyun bu teselliyle yetinemeyecek kadar mükemmeliyetçiydi. Her şey, soygunundaki her şey ama her şey mükemmel olmalıydı.
Çünkü o böyle yetiştirilmişti...
Derin bir iç çekti. Çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını hatırlamak ona her zaman bir hüzün verirdi. Başarılı bir hırsız olmadan önceki yaşantısı... Her neyse, eski defterleri açmamak konusunda hem kendisine hem de Tanrı'ya söz vermişti.
Konu neydi? Soygun, evet.
Kapıya yerleştirdiği bomba fark edilmeyecek kadar önemsiz bir şeyin içinde içeri sokulmuştu, bir saksının içinde. Jaehyun saksının içeri girdiğinden emin olmak için çiçeği götüren kuryeye fazladan para bile vermişti. Bombanın içeri sokulması konusunda bir sorun yaşadığını düşünmüyordu.
İçeri rahatça girmiş ve karşısına çıkan ilk ve tek engel olan on adamı da parçalamıştı. İşte bazı eksiklikler burada başlıyordu:
Knight 0648'in omuz koruyucusunu takmayı unutmuştu. Bu ona hiç de gerekmeyen bir yara mal olmuştu.
Üstelik egoistliği tuttu için adamların şüpheli saldırılarını da fark edememişti. Eğer adamların gerçekten dövüşmediklerini fark etmiş olsaydı hemen oradan tüyerdi. Bu piyasada biri dövüşmüyorsa bu istemediği için değil bir şey bildiği içindir. Bunu uzun zaman önce öğrenmişti.
Sonrasındaysa bir hata görünmüyordu çünkü hata yapacak kadar bile kalamamıştı orada. Kasanın içindeki onlarca koruma gerçekten çok büyük bir sürprizdi. Jaehyun kırk yıl düşünse böyle bir geri püskürtme hamlesi düşünemezdi.
İşte kilit nokta da buydu. Onların yaptığı hamleyi daha önceden tahmin edememiş olmak, dişlerini gıcırdatmasına, haznesindeki bütün küfürleri tekrar tekrar kullanmasına ve derin derin nefesler alırken her şeyi parçalamak istemesine neden oluyordu.
Bu plan mükemmel olmamıştı!
Jaehyun daha fazla sinirlenmeden dikkatini başka bir şeye verdi: Oldukça acıyan sol topuğuna. Başka bir yerine kurşun yemediği için çok şanslıydı. O zaman dandik bir ilk yardımla hayatta kalamazdı. Gerçi hırsız -başkasına hırsız derken bir garip oldu, genelde ona hırsız derlerdi o başkalarına değil- iyi iş çıkarmıştı.
Kurşunu çıkarmayı başarmış olduğu gibi yaranın enfeksiyon kapmasını da engellemişti. Acaba... Jaehyun kararsızlıkla dudağını ısırdı. Acaba ona teşekkür etmemekle çok mu kabalık etmişti? Ya da ona yumruk atarak çok mu ileri gitmişti?
Ama o kaşınmıştı!
Jaehyun'un ebeği olan Knight 0648'ini ve denemek için oldukça hevesli olduğu Aveugler 98'ini çalmıştı!
Aslında onda pek hırsız tipi yoktu. Zaten eğer silahlarını çalmış olsa onun yanında uyur muydu? Hiçbir hırsız, amatörler bile o kadar aptal olamazdı.
Neden o zaman onun üstüne bu kadar gitmişti?
Uvuzlarının yarısının dışarıda olduğu fena rahatsız bir koltukta uyandığında afallamıştı. Kendini bir sorgu odasında bulacağına o kadar emindi ki etrafı kitaplarla çevrili bir evde uyandığında rüya gördüğünü zannetmişti. Sonra işler daha da karışmış ve yaralarının sarılmış olduğunu fark etmişti.
Hayatında ilk defa biri ondan karşılık beklemeden iyilik yapıyordu ve bu Jaehyun'a imkansız gelmişti. Onun dünyasında kimse kimseye bir şey almadan iyilik yapmazdı. Yanında silahlarını göremeyince silahlarını çaldığını düşünmesinin sebebi de buydu.
Şimdi, olayın üzerinden asırlar geçmiş gibi gelirken tam bir hödük gibi davrandığının farkındaydı. Hatta yaptıkları yüzünden utanmıştı bile... Çocuk -ya da adam, her neyse- oldukça masum bir tipe benziyordu. Sağ kısmı üstüne yatılmaktan düzleşmiş kahverengi dalgalı saçları ve iri iri açılmış kahverengi gözleriyle gerçekten saf birine benziyordu.
Üstelik yerde yatmış olması da onu daha... Bir saniye Jaehyun hangi kelimeyi kullanmak istiyordu?
Tatlı!
Evet, çocuğun tatlı olduğunu düşünecekti! Tanrım, Jaehyun büyük bir travma geçiriyor olmalıydı çünkü biraz önce bir erkeği oldukça tatlı bulmuştu. Belki titreyen cam, beynini sulandırmıştır diye camdan uzaklaştı. Bozuk süt koklamış gibi bir yüz ifadesiyle dışarıyı izlemeye koyulurken gözünün önünden çocuğun yüzü gitmiyordu.
Jaehyun'u en çok etkileyen şey onun iri çikolata kahvesi gözlerindeki masum ifadeydi herhalde. Jaehyun her gününü masumluk abideleriyle geçirdiği söylenemezdi. Üstelik çocuk onun bir hırsız olduğunu bile bile onu evine almış ve iyileştirmişti.
Lanet olsun!
Jaehyun onu boğacak kadar derin bir borçluluk çukuruna batmış gibi hissediyordu.
Tanıdık durağı görünce sarsak adımlarla otobüsten indi ve anında bir sigara yaktı. Dumanı ciğerlerine çekerken uzun zamandır kaldığı pansiyonuna yöneldi. Kahvaltı veren ve müşterilerin genellikle hırsız olduğu bu pansiyon bir süre sonra Jaehyun'un ev diyebileceği tek yer haline gelmişti.
Sigaranın zehir dolu dumanını içine bir kez daha çekerken aklı hiç olmadığı kadar karışıktı. Biri ona karşılık beklemeden iyilik yapmıştı, hem de bu biri oldukça ta- yine aynı şeyi yapıyordu-tlıydı ve Jaehyun ona teşekkür etmek yerine yumruk atmıştı.
Dumanı verirken omuz silkti. Bir daha çocuğu görmeyeceğine göre düşünmesine gerek yoktu. Pansiyona gitmeli ve bir sonraki soygunu planlamalıydı...
—
ŞİMDİ OKUDUĞUN
trauma + dojae
Fanfictionjaehyun dünyaca ünlü, başarılı bir hırsızdır. doyoung ise hayallerini gerçekleştirememiş bir muhasebecidir. [dongyoung x jaehyun relationship] all human au¡ smarm / smut / light angst / crime / action / adventure © limitaeles all rights rese...