chapter 21

977 127 67
                                    

aslında ClaudexDoyoung ship bölümü yazacaktım hani ova olarak ama sonra üzülürsünüz diye yapmadım ama yapacağım aklımda arq bozucu jaeyi aradan çıkarıp claudexdoyoung yazacağım şaka şakaydı komik değildi ama neyse sizi swiyrm iyi okumalar ✨💕🦄

aslında ClaudexDoyoung ship bölümü yazacaktım hani ova olarak ama sonra üzülürsünüz diye yapmadım ama yapacağım aklımda arq bozucu jaeyi aradan çıkarıp claudexdoyoung yazacağım şaka şakaydı komik değildi ama neyse sizi swiyrm iyi okumalar ✨💕🦄

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jae, odasının duvarları kadar geniş pencereden gelen ısrarcı ışıkla uyandı. İlk defa bu kadar rahat uyuduğu düşünürken -kabul etmeliydi ki Claude'un yatağı fena halde rahattı- bütün vücudunu saran ürpertiyle sabah sersemliğini üstünden attı.

Ürpermişti; çünkü çıplak yatıyordu, hareket ederken yatağın Claude ya da kendisi tarafından ısıtılmamış bir yerine denk gelmişti. Kahve gözleri kuş tüyü yastığın diğer ucundaki sarı saç yığınına takıldı.

Claude ona sırtı dönük yatıyordu ve altın sarısı -ya da güneş sarısı demek daha mı uygundu?- saçları yastığa dağılmış durumdaydı. Aynı kendisi gibi çıplak yatan genç adamın vücuduna baktı. Yorganı sadece beline kadar çekmiş olduğu için kaslı sırtı ortadaydı. Herkesin arzuladığı bir vücudu olduğunu inkar edemezdi; ama...

Jae özlemle iç çekti.

Yanında yatan ve minik burnunu onun boynuna gömmüş bir Doyoung'u tercih ederdi. Onunla ilk defa beraber olduktan sonraki sabah yaptığı gibi yüzünü boynuna gömen, ellerini Jae'nin karnında birleştirip bacaklarını onun bacaklarına kenetleyen bir Doyoung'u kesinlikle -ama kesinlikle- tercih ederdi. Doyoung'un düşüncesiyle tamamen uyanan Jae, Claude'u uyandırmamaya dikkat ederek yataktan kalktı ve Claude'un -kendisininkinin en az iki katı olan- dolabını açtı.

Süslü gömlekler ve renkli pantolonlar tıkıştırılmış dolabta siyah bir şeyler bulabildiği için Tanrı'ya teşekkür ederken hızlıca giyindi. Onu uyandırmak, dolayısıyla da, onun sabah gevezeliğini çekmek istemiyordu. Metruk kiliseye gitmeden önce Doyoung'u görmek istiyordu.

Büyük ihtimalle dün akşam eve gitmediği için onu merak etmişti -ki bu düşünce içini tatlı bir sıcaklıkla doldurdu-.

Uzun süredir ilk defa birine karşı aidiyet duygusu hissettiği için yüzünde aptal bir gülümseme belirirken Claude'un geniş dairesinden çıktı ve geçirdiği yoğun geceye rağmen olabildiğince hızla otobüs durağına yürümeye başladı.

——

Simon, ağlamanın verdiği yorgunlukla daldığı o derin, depresif uykudan evde çınlayan zil sesiyle uyandı. Başını ıslanmış yastığından kazırken, acaba kim gelmiş olabilir, dedi iç sesi alaycı bir şekilde. Yumruk yaptığı elleriyle gözlerini ovuşturan Doyoung, elbette kimin geldiğini biliyordu. Zaten sorun ne yapacağını bilmemesiydi.

Şaşırtıcı bir şekilde, onu görmek istemiyordu. Üstelik, yer çekimine karşı koyan kahverengi saçlarının çevrelediği kafasında oluşan iki hipotez, onu kapıyı açmamaya ikna etmiş sayılırdı:

trauma + dojaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin