chapter 17

1.4K 163 34
                                    

━━━

  Jaehyun tekrar saatine baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


  Jaehyun tekrar saatine baktı. Bu, son on beş dakikada bir tik haline gelmiş, neredeyse her saniye tekrarlanmış bir olaydı.

Jaehyun çok sabırlı biri değildi ve işte o yüzden beklemek en nefret ettiği şeyler listesinde birinci numaradaydı. Sonraki sırayı palyaçolar alıyordu ki bu tamamen ayrı bir konuydu. Şu orospu çocuğu üç dakika içinde gelmezse çekip gideceğim! Jae müşterisine, yani Bay Harrison'a özellikle kızgındı.

Onu tam da Doyoung'la öpüşürken aramıştı!

Jae tam Doyoung'la öpüştükleri saniyeleri düşünmeye başlayacaktı ki gri saçları kafasına yapıştırılmış, buğday tenli ve orta yaşlı bir adam karşısındaki sandalyeye oturdu. Jae toparlanıp Bay Harrison olması gereken adamı şüpheyle süzdü.

Takım elbisesi ve grileşmiş saçlarıyla ciddi birine benziyordu. Şekilli çenesiyle o sırada kendisini süzmekte olan Jae'ye bir hareket yapıp "Sen Jae'sin değil mi?" diye sordu.

"O zaman siz de beklediğim Bay Harrison olmalısınız." diye mırıldandı Jae soğuk bir sesle, adamın sesindeki tınıdan hoşlanmamıştı. Bay Harrison cevap vermek yerine otururken yanına koyduğu iş çantasından birkaç fotoğraf çıkardı.

Masaya siyah bir zemine dökülmüş pembe tozların fotoğrafını koyarken "Bu yeni ürettiğim Ekinia." diye mırıldandı. Bay Harrison'ın yer altı dünyasında uyuşturucuyla kazanmış olduğu ünü bilen Jae şaşırmadı. Fotoğrafı eline alıp inceledi. Onun ilgisini çeken tek şey Ekinia'nın pembe olmasıydı.

"Umarım beni uyuşturucunuzun resimlerini göstermek için çağırmamışsınızdır." diye homurdandı Jae fotoğrafı masaya geri koyarken.

Bay Harrison kısa bir süre güldükten sonra "Maalesef hayır Jae." diye cevapladı. "Ekinia'nın elimdeki tek sürümü ben daha piyasaya süremeden çalındı, senden onu bana geri getirmeni istiyorum."

"Bu soygun yapılalı kaç gün oldu Bay Harrison?" diye sordu Jae kaşlarını çatarken.

"On gün. Bir profesyonele başvurmadan önce kendim araştırmak istedim."

"Umarım o on gün içinde uyuşturucunun çekilmiş olma olasılığının ne kadar yüksek olduğunu biliyorsunuzdur Bay Harrison. Yeraltında yaptığınız ünü biliyorum. Uyuşturucularınızın özel kullanıcıları var. Belki de onlardan biri uyuşturucuyu eline geçirdiği an bitirmiştir."

Bay Harrison, Jae sözlerini bitirdiğinde masaya yeni bir fotoğraf koydu. Bu bir kolyeydi. Jae neredeyse yumruğu kadar büyük olan şarap kırmızısı yakuta baktı. Gümüş çerçeveli yakutun konuyla ne alakası olduğunu anlamaya çalışan Jae, Bay Harrison, "Uyuşturucuyu bu kolyenin içine saklamıştım." diyince aydınlandı.

"Kimse uyuşturucunun içinde olduğunu bilmiyor."

"O zaman bu klasik bir mücevher soygunu."

Jae, Bay Harrison'un ona doğru ittiği üçüncü fotoğrafı eline aldı. Fotoğrafta doğal olmayacak kadar solgun tenli ve kömür siyahı saçları olan bir kadın vardı. Kadının oval yüzü neredeyse tamamen siyahtı. Siyah gözleri, göz kapaklarını kapatan siyah far ve dolgun dudaklarında siyah bir ruj. Siyah irisleri göz bebekleriyle birleşmiş ürkütücü bir bakış kazandırıyordu ona.

trauma + dojaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin