chapter 10

1.2K 184 70
                                    


Jaehyun'u uyandıran her yerinde hissettiği zorlayıcı zonklamaydı. Gözlerini -tamamen- açabildiğinde dünyadaki rahatsız yatağından çok daha rahatsız olan tek yerde kıvrılıp uyuduğunu fark etti.

Parkenin üstünde!

Oflayarak kalkmaya çalıştı ama her yeri tutulmuştu ve sandalyeden düşmüş izlenimi veren bir bacağı hala sandalyenin üstündeydi. Jaehyun dün gece ve bu sabahın bir kısmını çalışarak geçirmişti ve herhalde bir yerden sonra sızmıştı. Hatırlamıyordu. Jaehyun bütün soygunlarını tekrar tekrar -tekrar tekrar lanet binlerce kere tekrar- etmiş ama Clay denilen herifin büyük bir kendini beğenmişlikle bulduğunu söylediği lanet ipuçlarını bulamamıştı.

Jaehyun çok mu egoistti? Elbette! O yakışıklı, zeki, mükemmel ve çekiciydi -sabah sabah yine başlamıştı- ve egoist olmaması düşünülemezdi. Ama gecenin ilerleyen saatlerinde egoistliği bir kenara bırakmayı becerebilmişti! En azından o öyle düşünüyordu. Tabii, egosunu bir kenara bıraktığı halde tek bir ipucu bile bulamamıştı.

Jaehyun'un hırsızlığıyla ilgili övündüğü şeylerden biri de kanıt bırakmamaktı. Jaehyun hırsızlığı bu işte isim yapmış en yetenekli hırsızlardan öğrenmiş ve nasıl iz bırakılmadan soygun yapılacağı konusunda profesyonelleşmişti. Yaptığı onca soyguna rağmen arkasında ne bir saç teli ne de başka bir iz bırakmıştı. Bundan emindi, polis kayıtları da öyle diyordu. Clay'in bulduğu şey, her neyse Jaehyun kaçırıyordu...

Ne olabilirdi ki? Jaehyun hafta sonu olduğu için biraz daha -üç saat boyunca- bu 'görünmez' ipuçları üzerinde durdu. Üçüncü saatin sonundaysa elde ettiği, tabii ki de baş ağrısına karışmış koca bir hiçti!

Jaehyun pes edip kahvaltı etmek için mutfağa inmeye karar verdi. Yüzünü yıkadı ve üzerindeki buruşmuş kıyafetleri değiştirme gereği duymadığı için kısa sürede odasından çıktı. Neyse ki mutfak Bay Tooga dışında kimseyi ağırlamıyordu.

Bay Tooga onu gördüğü an gülümseyip "Bakıyorum zor bir gece geçirmişsin." dedi. "Sormayın." demekle yetindi taburesine çöküp başını iki eli arasına koyan Jaehyun. Beş dakika sonra Bay Tooga Jaehyun'un önüne kocaman cheddar peynirli bir tost koymuş ve karşısına geçmişti.

Jaehyun tostundan kocaman bir ısırık alırken Bay Tooga'nın bir şey demek için ağzını açıp sonra vazgeçtiğini fark etti. "Bana istediğinizi söyleyebilirsiniz Bay Tooga." diye mırıldandı merakla. Eğer ihtiyar herif bir şeyi söylemekten vazgeçtiyse, o söyleyeceği şey bir devlet sırrı bile olabilirdi.

"Bugün dışarı çıkıp çıkmayacağını merak ettim."

"Büyük ihtimalle çıkmayacağım. Neden?"

"Eğer çıkmayacaksan önemli değil." diye mırıldandı Bay Tooga konuşmanın bittiğini göstermek ister gibi masadan kalkarken. Jaehyun herhalde bir şey isteyecekti, diye düşünüp üstelemedi ve en az kafasının iki katı olan tostunu bitirip çalışmak için odasına döndü.

Odasına döndüğünde çalışmadan önce bir sigara yaktı. Sonra uzun zamandır sigara içmediğini fark edip bir tane daha içti.

Ve bir tane daha.

Son sigarasının dumanını halkalar halinde çıkarmaya çalışıyordu ki aklına Doyoung geldi. Acaba şu an ne yapıyordu? Sonra Doyoung'un yaptıklarıyla ilgili merakını garip bulup düşünmeyi kesti ve sigarasını kül tablasına koyduktan sonra çalışma masasına geçti.

Yapılması gerekilenleri bir kağıda karaladı:
Banka soygunu.
Clay'in ipuçları.

Banka soygununu aklına getirmek Jaehyun'un beyninde muhteşem yüzüyle ilgili kan dondurucu tehdidin dolaşmasına neden oldu ve Jaehyun soygunu üstünde yoğunlaşmaya karar verdi. Bakması gereken DİĞERLERİ dosyasını iki gün içerisinde açamayacağı için kendine karşı kullanılacak taktikleri bilmiyordu. Üstelik Jaehyun taktikleri öğrenmiş olsa bile eğer soygunu yaparsa Clay'in hırsızın şirkette olduğuyla ilgili tezini kanıtlamış olurdu... Bu soygunun kesinlikle daha fazla zamana ihtiyacı vardı. Clay'in şüphesi dağılana ve Jaehyun bütün taktikleri öğrenene kadar bir şey yapamazdı.

trauma + dojaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin