Minik kız, kapıda arabasıyla oynayan Acar'ın yanına gitti. Tek başına oynuyordu.
Onun yanına oturup "Neden yalnız oynuyorsun?" diye sordu. Fakat Acar ona ters ters bakmakla yetindi.
Küçük kız pes etmeden konuşmaya devam etti. "Annenle benim annem arkadaş. Biz neden arkadaş olmuyoruz ki. Benim bildiğim bir sürü oyun var. İstersen sana öğretebilirim. Birlikte oynarız."
Acar sıkıntıyla bir nefes verdi. O hep yalnız oynamayı severdi. Yanındaki tatlı kız da nerden çıkmıştı?
İpek, Acar konuşmayınca devam etti. "Biliyor musun? Sen benden 1 yaş büyükmüşsün. Annem öyle söyledi. Ama sadece 1 tanecik büyükmüşsün. O yüzden oynayabiliriz. Benim enn çok sevdiğim oyun evcilik. Seninki ne?"
Küçük çocuk yine cevap vermedi. Fakat küçük kız konuşmakta kararlıydı.
"Bence evcilik oynayalım. Sen baba ol, ben de anne. Hem ben zaten büyüyünce seninle evlenicem. Alışmış olursun. Yemek yapmayı bilmiyorum. Ama senin için öğrenirim, merak etme. Ben kocamı aç bırakır mıyım hiç?"
Bu kız artık çok olmuştu. Acar hızla ayağa kalkıp bağırdı. "Git başımdan!"
Küçük kız kırılan minik kalbini umursamadan ayağa kalktı. "Özür dilerim," diye mırıldandı. Ardından geldiği yolu geri döndü.
Bu sefer de onunla konuşmamıştı. Ama İpek, kafasına koymuştu bir kere. Acar'la evlenecekti!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MENDİL
Storie brevi•texting, tamamlandı. 0534***: Sen o kızın kollarında sabahlarken, 0534***: Ben senin mendiline sığındım. not: limon isimli kurgumdaki karakterlerin hikâyesidir. limon'u okumadan da okuyabilirsiniz.