S'onsuz

22.6K 1.1K 722
                                        

Genç adam parka geleli 3 saat olmuştu. Ama o hâlâ bekliyordu sevdiğini. İpek sözünü tutardı. 'Geleceğim' dediyse gelirdi.

Değil mi?

Acar tam umudunu kaybedeceği sırada telefonu çaldı.

'Kahve Saçlım' Arıyor...

Ekranda gördüğü isimle hemen telefonu açtı.

"Alo, Güzelim?"

Fakat karşıdan gelen ses yabancıydı. "Biz, .... hastanesinden arıyoruz. İpek Hanım bir trafik kazası geçirdi. Ve gelirken sizin isminizi sayıklıyordu-"

Genç adam daha fazla dinlemeden telefonu kapattı. Zaten gerisini duyamıyordu. Dışarıdaki sesler kesilmişti.

'İpek Hanım bir trafik kazası geçirdi.'

Kafasında yankılanan cümle ruhen  bilmem kaç yıl yaşlandırdı genç adamı.

Daha fazla beklemeden hemen bulduğu ilk taksiye bindi. Kısa süre  sonra hastaneye geldiğinde hemen danışmaya koştu.

Hıçkırıkları ve gözyaşları arasında zar zor konuşmaya çalıştı. "İpek Duman... K-kaza olmuş. Nerde o?"

"Şu an 3. kattaki ameliyathanede." Acar bu cümleyi duyar duymaz koşmaya başladı kadının dediği yere. Dışarıdan deli gibi görünüyordu.

Ah, o zaten sevdiğine deliydi!

Ameliyathaneye geldiğinde karşıda İpek'in annesi ve babasının da beklediğini gördü. Yıkılmışlardı.

Onların yanına hiç uğramadan ameliyathanenin önüne geçti.

Aradan birkaç saat geçmesine rağmen  kalkmadı oradan, kalkamadı. Eğer giderse İpek anlardı.

Düşünceleriyle didişirken ameliyathanenin kapısı açıldı. Doktor çıktığında hemen yanına koştular. "Durumu nasıl kızımın. İyi o, değil mi? Kurtardınız değil mi?" İpek'in annesi perişan bir biçimde sormuştu bunları.

Doktor üzgün bir sesle konuşmaya başladı. "Araba çok hızlı çarpmış. Getirilirken de çok kan kaybetti. Vücudu da dayanıksızmış zaten. O içerde çok çabaladı yaşamak için."

Acar sinirlenmeye  başlamıştı ellerini hızla saçlarından geçirdi. "Düzgün konuşsana be adam!"

Doktor önlerinden geçip gitmeden son sözlerini söyledi. "Başınız sağolsun."

Dizlerinin üzerine devrildi adam. Dünya yıkıldı üzerine.

Hani bekleyecekti onu?

İnsan sevdiğini bırakır mıydı?

Bırakırdı.

Acar daha mendiliyle saracaktı onun kalbindeki yararı. Ama onun kalbindeki yaraların üzerine bedenindeki yaralar da eklenmişti.

Acar hemen ameliyathaneye koştu. Hızla içeri girdi. İpek mahvolmuştu. Minik bedeni son zamanlarda bembeyazdı zaten. Hem gidecekmis gibi konuşuyordu.

O, hissetmişti öleceğini.

Acar, hemen yanına koştu miniģinin. Genç kızın dudaklarında minik bir tebessüm vardı. Yüzüne dokundu onun.

Çok soğuktu.

Hemen yanındakilere seslendi. "Burası çok soğuk, üşüyor o! Battaniye getirin. O soğuğa dayanamaz."

Hiç kimse umursamadı onu.

Aslında, İpek soğuğa alışmıştı. Acar, onu üşütmüştü zaten.

Genç kız dayanamamıştı bu hayata.
Zaten kalbi de dayanıksızdı. Dışarıdan ne kadar da mutlu görünüyordu oysa.

Öyle değildi işte.

Genç adamın mendili bu sefer yaralarını kapatamamıştı genç kızın.

Ve onun bedeni sonsuzluğa kavuştu.

Sonsuz oldu...

...

Son

ama

s'onsuz.

...

MENDİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin