Upuzun bir aradan sonra merhabalar!
Bu hikâyemi çok özlediğimi fark ettim ve 200 bin olmamızın şerefine bir özel bölüm yazayım dedim.
Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar♡
~
"Kızım, fazla uzaklaşma!" diye seslendim Asel'e. Bana gülerek bakıp "Tamam!" dedi ve arkadaşlarıyla olan oyununa devam etti.
Yıllar geçmiş, seneler beni eskitmişti fakat anılarım asla eskimemişti. Onlar aklımın bir köşesinde hep duruyordu ve gece çöktükçe meydana çıkıyorlardı. Gerçi, sadece gece değildi...
İpek öldüğünden beri hiç ilişki yaşamamıştım. Gözlerine baktığım hiçbir kadın bana onu hatırlatamazdı. İpek yanımda olmasa bile kalbimeydi ve o sonsuza dek orada kalacaktı.
Kızım Asel'e bakınca burukça gülümsedim. O da yaralı bir melekti. O şu an benim her şeyimdi. Elimde olan her şeyim.
Asel'i iki yaşındayken evlat edinmiştim. Gerçek ailesi bir yangında ölmüş, bir tek o kurtulmuştu. Mucize gibi bir şeydi. Benim de mucizemdi. Şimdi ise altı yaşındaydı ve 1. sınıfa başlayacaktı yakında. Oldukça tatlı bir çocuktu. Hayatımdaki en değerli insandı. Her şeyimi ona adamıştım.
Karşıdan ağlayarak gelince ayaklandım. Neden ağlıyor diye merak ederken yanıma gelmişti bile. Önüne eğilip boylarımızın eşitlenmesini sağladım. Yüzüne gelen saçlarını geriye atıp gözyaşlarını sildim.
"Neden ağlıyorsun, güzelim?"
"Senin yanına gelirken bir kız itti beni baba. Bak bacağım bile kanadı." dedi titrek çıkan sesiyle. Dizine baktığımda azıcık kanadığını gördüm.
"Gel bakalım," diyerek onu kucağıma aldım ve banka oturdum. Dizimde otururken ağlaması bitmek üzereydi.
Cebimden yara bandını ve bir mendil çıkarıp canını yakmamaya çalışarak mendille yarasını sildim.Bir zamanlar İpek'in kanını silmiştim, şimdi de Asel'inkini...
Aklıma gelen anılarla gözlerimin dolmasını engelleyerek yara bandını yapıştırıp gülümsedim.
"Böyle şeyler olabilir, tamam mı güzelim? Yanlışlıkla olmuştur. O kızın seni bilerek ittiğini düşünmüyorum." dedim saçlarını okşarken. Ardından ekledim. "Canın çok acıyor mu?"
"Yok, sen dokundun ya artık acımıyor." dedi kocaman gülümseyip. Artık ağlamıyordu.
"Bak sen, kızım babasına da hiç dayanamazmış." dedim ve gözlerinden öptüm. O da benim yanağıma bir öpücük kondururken boynuma sarıldı.
"Baba?"
"Kızım?"
Başını kaldırıp bana hafif gülümseyerek baktı. "İpek annemin yanına gidelim mi?"
Söylediği şeyle kalbim sızlarken gülümsemeye çalıştım. İpek'i annesi olarak görüyordu. Kızıma bir kez daha sımsıkı sarılıp yanımda olduğu için şükrettim. Ona sarılırken İpek'e sarılırmış gibi hissediyordum.
"Gidelim, güzelim. Gidelim." diye mırıldanıp onu kucağımdan indirdim ve ayağa kalktım.
Bana aşağıdan gülümseyerek bakarken elini hiç bırakmayacakmışım gibi tuttum.
Elimde hayatım, mutluluk sebebime doğru yürürken burukça gülümsedim. Beni yaşatan kadının da öldüren kadının da mutluluk sebebim olması tuhaftı ama güzeldi...
•
acarbalci: Senin için varım.
1542 beğeni • Yorumlar Kapalı
~
Böyle işte...
Beğenir misiniz bilemem ama benim hoşuma gitti ve Acar'ın neler yaptığını görmenizi istedim.
Bu zamana dek yanımda olan herkese çok teşekkür ederim. Eğer bir isteğiniz olursa yanınızda olmak için hep hazırım.
Sizleri seviyorum.
Hoş kalın🌼♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MENDİL
Short Story•texting, tamamlandı. 0534***: Sen o kızın kollarında sabahlarken, 0534***: Ben senin mendiline sığındım. not: limon isimli kurgumdaki karakterlerin hikâyesidir. limon'u okumadan da okuyabilirsiniz.