Sırtımdaki çantayı iyice sıklaştırıp daha hızlı koşmaya başladım. Geç kalmıştım işte. Hem de yeni okulumun ilk gününden!
Evet, yeni bir okula başlamıştım. Hem de 1. dönemin ortalarına doğru. Allah'tan sınavlar başlamamıştı. Yoksa işler karışıyordu.
Yeni okula başlamamın sebebi ise sevdiğimin burada olmasıydı. Annem ve babamı biraz zor ikna etmiştim ama.
Okulun giriş kapısından geçtiğimde hızla merdivenlerden çıktım. Koridorlara geldiğimde ortamın sessizliğinden derslerin başlamış olduğunu anlayıp daha hızlı koşmaya başladım.
Aniden birine çarpmamla kolumdaki acıyı hissetmem bir oldu. Bakışlarım koluma kaydığında kahve döküldüğünü anlamam zor olmamıştı. Fena acıyordu. Ayrıca benim tenim hassastı. Hemen kızarmıştı kolum.
"Pardon, iyi misin?" Tanıdık erkek sesini duyunca bakışlarım hızla karşımdaki kişiye döndü.
Bu okula gelme amacım tam karşımda duruyordu!
Benim kim olduğumu anlayınca anında kaşları çatıldı. Benim gibi o da şaşkındı. Fakat benimki tam şaşkınlık değildi. Onun bu okulda olduğunu da bir gün karşılaşacağımızı da biliyordum. Fakat bu kadar çabuk beklemezdim.
"İpek... Sensin!" diye ağzından çıkan sözcükler sinir ve şaşkınlık doluydu. Bense şaşkınlığımı çoktan üzerimden atmıştım. Şu an tek hissettiğim kalp atışlarımın göğsümü yaracak kadar hızlı atmasıydı.
Bir anda kolumdaki acının çoğalmasıyla ağzımdan çıkan acı dolu inlemeye engel olamadım. Sanırım revire gitmem gerekiyordu. Orada yanık kremi olacağını düşünüyordum.
"Revir nerede?" Bu okula dün gelmiştim. Fakat revirin yerini bilecek kadar gezmemiştim okulu. Gerçi okulun güzelliği umrumda falan değildi.
Onun da bakışları koluma kayınca, gözlerinde bir an endişe kırıntıları görsem de bunun bir hayal olduğunu düşünüp bu saçmalıktan vazgeçtim.
Acar bana endişelenecek kadar bile değer vermiyordu.
Soğuk bakışlarını adeta püskürterek "Kendin bulsana," diye tısladı.
Ne yani?
Bu kadar çok mu nefret ediyordu benden.
Ama neden?
Dolan gözlerimi saklamak için bakışlarımı yere indirdim ve sağlam olan kolumla yere düşen çantamı alıp dersi kaçırıyor oluşumu umursamadan yavaş adımlarla oradan uzaklaştım.
Artık revire gitmeme gerek yoktu. Sevdiğimin lafları kolumun acısından fazlaydı ve bunu revirde halledebileceğimi sanmıyordum.
...
Dıptıs dıptıs.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MENDİL
Short Story•texting, tamamlandı. 0534***: Sen o kızın kollarında sabahlarken, 0534***: Ben senin mendiline sığındım. not: limon isimli kurgumdaki karakterlerin hikâyesidir. limon'u okumadan da okuyabilirsiniz.