23

22.4K 1.3K 546
                                    

ipekdumn: Güneş gibi doğsan ya üzerime

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ipekdumn: Güneş gibi doğsan ya üzerime...

678 beğeni 0 yorum

Bu gönderi için yorumlar devre dışı bırakıldı.

...

0534***: Acar?

0534***: Buluşabilir miyiz?

0534***: Sana sarılmak istiyorum.

Acar: Ne yani?

Acar: Seni görebilecek miyim?

0534***: Hayır, benim yüzümü görmeyeceksin.

0534***: Sen sadece evinin karşısındaki sahile gel, lütfen.

Acar: Geliyorum.

0534***: Bekliyorum,

0534***: Her zaman.

...

Bankta oturmuş sahili izlerken Acar'ın gelmesini bekliyordum.

Bugün kendimi çok kötü hissediyordum. Bence hissetmeliydim. Çünkü bok tadında bir gün geçirmiştim.

Sabah okula giderken önümü serseriler kesmiş, eşşek kadar adamlar haraç istemişti. Zor kurtulmuştum.

Okulda ise Baran'ın beni sevdiğini öğrenmiştim. Bu arada Baran, bana küçükken kahve saçlım diyip de Acar'dan dayak yiyen çocukmuş. Bu öğrendiklerim kötü gelmişti. Çünkü ben onu sevemeyecektim.

Ardından, okul çıkışı Ece'nin gerizekalı arkadaşları önümü kesmişti. Yok neymiş efendim, ben Acar'ın aklını çelmişim, yoksa Acar, Ece'yi seviyormuş, bu ifşa yayma olayı benim başımın altından çıkmış falan filan. Fakat keşke yaptıkları kelimelerle kalsaydı. Onlara karşı geldiğim için beni biraz hırpalamışlardı. E, haliyle tek kişi olduğum için 3 kişiye karşı koyamamıştım. Biraz canım yanmıştı. Fakat Allah'tan o sırada önümüzden fizikçi geçiyordu da, hocayı görüp kaçmışlardı.

Şu an çenemin kenarında bant vardı. Kollarımda ve boynumda da orospuların çizikleri vardı.

Hem de eve ağlayarak koşarken mendilimi kaybetmiştim.

Ah, bok gibi bir günmüş gerçekten!

Ellerimle oynarken omzumdan dürtülmemle hafif irkildim. Acar gelmiş olmalıydı. Hatta Acar gelmişti. Çünkü kokusu burnuma dolmuştu bile.

Yanımda bir hareketlilik hissettiğimde oturduğunu anlamam zor olmadı. Mükemmel sesi kulaklarıma dolduğunda kalbim tekledi.

"Anlatmak ister misin?" dediğinde başımı 'hayır' anlamında salladım. Beni göremiyordu. Kapüşonumu dudaklarıma kadar çekmiştim ve simsiyah giyinmiştim.

Bankta ona doğru döndüğümde kollarını açmış olduğunu gördüm. Anında sıcak kollarına sokulup heybetli gövdesine kollarımı sardım.

O anda gözlerimden akan gözyaşlarına engel olamadım. Mutluluktan mı yoksa üzüntüden mi ağladığımı bilmiyordum.Yıllar sonra sarılmak harika hissettirmişti.

Sandığımdan daha çok özlemişim ben onu.

Yazar'dan;

Genç kız, kollarını sevdiği adamın bedenine doladığında gözlerinden akan yaşlara engel olamadı. Ne kadar da özlemişti onun kolları arasında kaybolmayı.

Genç adam, anonimin kolları arasındayken farklı hissediyordu. Bu minik kız, sanki her an kırılacakmış gibi hissediyordu. Ya da onu alıp kalbine hapsetmek istiyordu. Nedenini bilmiyordu ama istiyordu işte. Oysa daha kolları arasındaki kızı tanımıyordu bile. Hem genç adam her ne kadar kendisini saçma sapan bir mektupla terk etmiş olsa da İpek'i seviyordu.

Ah, sanki annesi veya babasından birini tercih etmeliymiş gibi hissediyordu.

İki genç, kollarını birbirinden ayırdığında izlediler bir süre birbirini.

Genç kız, karşısındaki adamı kendinden iyi tanıyordu.

Genç adam, karşısındaki kızı tanıyor gibiydi. Hem de çok iyi. Ama bu kız bir o kadar da yabancıydı sanki bu gence.

Kızın çenesindeki sargıyı fark etti genç adam. Kalbine bıçak saplanmış gibi hissetti. Ne yaptığını bilmeyerek elini kızın çenesine götürdü. Baş parmağıyla sanki orayı iyileştirmek ister gibi okşadı.

İpek, artık unutmuştu çenesindeki acıyı. Sanki güler açmıştı çenesinde, kalbinde.

"Ne oldu sana?" diye sordu bir anda genç adam. İpek 'boş ver' anlamında omuz silkti.

İpek'in dudaklarında bir gülümseme peydah olurken, Acar dayanamadı ve dudaklarını anoniminin dudaklarında buluverdi.

MENDİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin