4 Yıl Önce
İpek, yanındaki hareketliliği hissedince başını çözdüğü testten kaldırdı. Yanına döndüğünde kendisine bakan Ece'yi fark etti. Kaşlarını çattığında Ece hemen gülümsedi. "İpek, sana işim düştü."
İpek, bu lafı duyunca direkt testini çözmeye devam etti. Bu kıza yardım etmezdi. Çünkü Ece, zamanında çok kötü davranmıştı İpek'e.
Ece, "Lütfen, çok küçük bir istek. Biliyorum, sana kötü davrandım. Ama özür dilerim. Şu an gerçekten sana ihtiyacım var," dediğinde İpek başını kaldırıp ona baktı.
'Ne var?' anlamında bir bakış attığında Ece hemen konuşmaya başladı. "Benim birine mektup yazmam gerek."
"Bundan banane?"
"Kolum kırıldı ben yazamıyorum," dedi Ece sağ kolunu göstererek. Gerçekten alçıya alınmıştı. Ardından devam etti. "Ya kısa olacak zaten. Bizim kızlara da yazdıramıyorum. Evde yoklar."
İpek, yanındaki salak kızın konuşmasını daha fazla çekmemek için, "İyi, tamam," diyerek kabul etti. Ece bir sevinç nidası attı ve hemen sol elindeki kalem kağıdı verip İpek'e yazacağı şeyleri söyledi.
İpek, mektubun her cümlesinde yüzünü buruşturuyordu. Böyle mektup mu olurdu? Ama söz konusu Ece malı ise olurdu.
Sonunda mektup bitince, Ece mektubu alıp son birşey daha ekledi ve mutlu bir şekilde ayrıldı oradan.
Hemen kolundaki alçıyı çıkarıp Acar'ın evine koştu.
Artık İpek ve Acar'ın ayrılma zamanıydı!
...
Ece, senden nefret ediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MENDİL
Storie brevi•texting, tamamlandı. 0534***: Sen o kızın kollarında sabahlarken, 0534***: Ben senin mendiline sığındım. not: limon isimli kurgumdaki karakterlerin hikâyesidir. limon'u okumadan da okuyabilirsiniz.