5.bölüm: blöf

1.1K 90 6
                                    

Miraç sınıfın kapısından girdiğinde birbiriyle koşup duran 2 kardeş ilişti gözlerine. Uzay siyah gözlerinin bilime inat sahip olduğu parlaklıkla bir şeyler anlatıyordu fezaya tuhaftı bilim adamları bu siyahları görselerdi solucan deliklerinin teori konumundan çıkacağına emin olurlardı. Bu gözlerden belliydi zaten. Evrendeki bütün karadeliklerin çaldığı ışığın onun karadeliklerinden çıkıyordu. Siyahlar ne güzel parlıyordu.

Uzayın siyahları mavilerle buluştuğundan ancak hatırlayabildi Miraç buraya geliş amacını uzayı alıp konuşturması gerekiyordu tercihen mert’in duyabileceği bir yerde.

Uzayla fezanın yanına geldiğinde alayla “uzay seni müdür çağırıyor.” dedi. Uzay duyduğu sözlere gülmeden edemedi gerçekten daha iyi bir bahane mi bulamamıştı müdür tarihin yalanıydı uzay gerçeği tabikii anlardı. Miraça baktığında miraçın zaten gerçeği saklamak gibi bir amaç gütmediğini fark etti. Miraçın tek isteği sınıfın şüphelenmemesiydi sınıf dışında uzayında fezanında çağırma nedenini anlamasını istiyordu. Uzay ilgisiz bir şekilde “2.ders giderim” dedi. Miraçsa onun ilgisizliğine tezat bir heyecana “acilmiş.” Dedi.

Uzay gitmek istememesine rağmen ayaklanırken fezayla saniyelik bir bakış yaşadı. Fezaya gözleriyle burada kalmasını söylemişti sözlere ihtiyacı olmayan feza kardeşinin gidişinin isteksizliğine eşit bir şekilde kabul etti uzayın dediklerini. Uzayla miraç sınıftan çıkıp boş koridorda yürürken miraç uzayı kolundan çekerek onlar bodruma indirmeye başladı. Uzaysa inkar etmeden itaat etti adımlara. Bodrumda sıralarla ve boş kartonarla dolu bir sınıfa girdiklerinde uzay kolunu miraçtan kurtarıp “ne diye getiriyorsun beni buraya?” diye bağırdı sesini kısma gereği duymamıştı zaten onları burada kimse duyamazdı. değil mi? Miraç onu burayı getirimişti ve hedefi  olan kelimeler belliydi ama bunlar işin kolay kısmıydı sorun o kelimleri uzaydan nasıl alacağıydı.

Uzaya büyücülüğü kabul ettirmesi gerekiyordu. Uzay bunu çoktan yapmıştı ama o kabul edişi sadece miraç ve uzay anlamıştı şimdiyse diğerlerinin anlaması gerekiyordu. Uzayı neyle konuşturabileceğini düşünürken aklına bir tek feza geliyordu.

Feza kardeşinin sırrının öğrenildiği gün miraçın beklemediği bir tepki vermişti. Kardeşine kızıp onun derdine yancağı yerde sanki kendiside aynı dertdeymiş gibi kaçmıştı. Verilen tepki miraçın aklında 2 fikir doğurdu ya miraç insanların hareketlerini anlamakta yeterince iyi olmadığı için tepkiyi yanlış yorumlamıştı ya da uzaydaki güçlerin aynısı fezada da vardı. Elindeki bu bilginin kayda değer bir koz olup olmadığını bilmiyordu bu yüzden şuan yapabileceği tek şey blöftü elindeki kozun gerçekliğie inanıp ilk kartını oynadı ve tek umudu uzayın kartları açma cesaretini göstermemesiydi.

“Pek değerli bir sebep mi bilinmez büyücü ama senin hakkında bir bilgi daha öğrendim söylemeden içim rahat etmezdi.”

“Neymiş acaba benim hakkımda öğrendiğin bilgi?”

Uzay ”büyücü” lafına tepki göstermemiş veya inkar etmemişti diğerleri için bilinmez ama bu bile miraçın gözünde bir kabullenişti.

“Senin güçlerin “sana” değil “size” özgüymüş meğer.”

Uzay fark ettirmesede şaşırmış ve korkmuştu tehlikeye atılanın kendisi olması gerekiyordu. Feza değil. Elinde yapacak bir seçenek yokken çaresizlerin yolundan ilerleyip inkar etti.

“Siz derken?”

“Bilmiyormuş gibi yapma inandırıcı olmuyor fezadan bahsettiğimi ikimizde biliyoruz senin güçlerinin aynısı onda da var."

“Bunu nerden çıkardın acaba?”

“Selimin küçük araştırmaları boşa gitmedi zaten selim olmasada anlayamayacğım bir şey değildi verdiğiniz tepkilerden fazlasıyla belliydi oyunumuza katılması bile her şeyi gözler önüne serdi güçler bir tek sende olsaydı seni oyundan çıkarmaya seni korumaya çalışırdı ama şansa bak ki o oyuna katılıp bizle oynamak istedi kendini korumak ister gibi.”

Büyücü (boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin