11.bölüm: Proje

900 67 24
                                    

Bir ruhu karmaşanın ortasında bırakmaya kimi zaman bir gülüş sebep olurdu kimi zaman bir cümle ve yahut ikiside. Uzayın durumu ikisinide kapsayan bir karmaşaydı arap saçı bu karmaşanın yanında en sık tarakla taranırdı.

Yatakta tavanı izleme ata sporunu büyük bir istekle yerine getiren uzay gözlerini boş tavana dikmişti. Boş tavanda gördüklerini de yalnızca kendisi bilirdi. Bu sporu bölen kişi ya “uyu artık” diyen annesi ya da “noldu” diyen kardeşi olurdu lakin şuan ikisi de sanki uzayın yaşadığı karmaşayı görmüş gibi ondan uzak duruyor soru sormuyordu. Oysa uzay biliyordu kardeşinin zihnin de en az kendin ki karmaşık olup nasıl sorulara ev sahipliği yaptığını.

Gece uzun ve uykusuz geçti. Uyku kaçmak için en güzel yöntemdi. Lakin biraz gıcık biriydi bu uyku zira düşünceli zihinlere uğramaz kendine muhtaç olanlardan özellikle kaçardı. İnsanların bu kadar düşünmesinin bir sebebi de muhtaç oldukları uykudan mahrum kalmalarıydı. Uzayın durumu bu insanlarla aynıydı lakin tuhaftır ki uzay hiç uykusuz hissetmiyordu ve hatta pazar günü istediği saate kalkan birinin dinçliği vardı bedeninde tabi birde haftanın yorgunluğu.

Yataktan kalkıp hazırlandı kardeşinin yanına gittiğindeyse benzer bir görüntüyle karşılaştı. Kardeşi gülümseyip

“hazırsan çıkalım yolda poğaça falan alırız ve umarım yeterince düşünmüşsündür ve sorularıma hazırsındır.”

Dedi. Uzay fezayı kafası sallayarak onaylarken evden çıktılar. Uzay uzuuunca bir süre düşünmüştü lakin yeterliliğin ne olduğunu hala anlamamıştı zira söz konusu miraç olunca hiçbir düşünce uzaya yetmiyordu. Feza uzaya dönüp
“dün kameradan izledim.”
Dedi. Uzayın beklediği bir eylemdi. Bu yüzden şaşırmamış ve diğer odalarda olanları merak etmişti.

“İçinde ne olduğunu anlamadığımız odada ne varmış.”

“karanlık olduğu için görünmüyor ve miraçın odası dışındaki odalarda da kayda değer bir şey olmadı.”

“miraçın odasında ne oldu?”

Feza uzaya dönüp baktı uzaysa fezanın neyin sorusunun cevabını yüzünde aradığını düşünmeye başladı. Şükür ki feza uzayın zaten yorgun olan zihnini çok yormadan aradığı cevabın sorusu sordu.

“Sen miraça karşı bir şeyler mi hissediyorsun?”

Uzay sorulan soruya hem şaşırdı hem de anlayışla karşıladı zira kendiside bu soruyu dün gece kendine birkaç defa sormuştu. Dün tavanla dertleşirken tavana “hayır” cevabını vermişti bu soru sorulunca tavansa ilk kabullenmiş sonra bir daha sormuştu cevap hep aynıydı tavanın niye uzaya inanmadığı da büyük bir muamma. Uzay gözlerini fezadan ayırıp yürümeye başladı bu sırada da dün ezberlediği cevabı tekrarladı.

“Hayır.”

Feza sustu. “emin misin?” “niye ona dün öyle bakıp durdun?” vb onlarca soru fezanın beyninde volta atıyor lakin feza sadece sessizce kardeşini takip ediyordu. Bilmek istemiyordu çünkü beyninde ki soruların cevabını. Uzayın verdiği cevab kabul edebileceği en güzel cevaptı ve hatta tek güzel.

Kardeşler sessiz bir şekilde okula girdiler sıralarına oturdukları anda yanlarına gelen mert gözlerinden dahi soruları anlaşılıyordu. Uzay bu heyecanlı gözlere gülüp cevap verdi.

“dün ders çook sıkıcıydı mert yeni hiçbir şeyde öğrenemedim kameralarda da kayda değer bir şey yoktu.”

“gerçekten mi be of hala mı yapamayacağız hamlemizi? sıkıldım ben artık hamle yapmak istiyorum.”

Feza konuşmaya atılıp “bende yaa” dedi. Uzay gülümseyip “hemen sıkılmayın be az biraz bekleyin güzel hamleler yapacağız.” Dedi. İkili gülümseyerek onaylarken uzay da onlara katıldı. Hamlelerin ne olduğunu henüz kimse bilmiyordu lakin hamleden sonraki zaferin hayalini isteyen her kimse kurabilirdi. Onların yaptığı da şuan buydu daha sahip olmadıkları ve hatta belki olmayacakları bir zaferin hayalini kurmak.

Büyücü (boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin