Bölüm bu kadar geç geldiği için özür dilerim ve yorum yaparsanız cok sevinirim :) iyi okumalar.Uzay anlamsız bakışlarını karşısındaki insanlara yöneltirken denilenlerden hiçbir şey anlamıyordu lakin biliyordu planlar yapılmış hazırlıklar tamamlanmıştı ve de birazdan yola çıkacaklardı.
Bir yumru olmuştu boğazında, bilinmezliğin verdiği acı dolu yumru. Yutkunup miraç’a baktı o da kendisi gibi korkuyor muydu, varlıklarından bihaber olunan cevapları aramak için yola çıkmanın çaresizliğini hissediyor muydu?
Kendisine dönen maviler cevabı verdi. “evet” diye haykırıyordu gözler “biraz daha kal benle” dercesine yanıyordu maviler. Uzay miraç’ta kaybolurken feza’nın sesi kulaklarında çınladı.
“uzay zaman geldi.”
En başından beri feza mert ve selim bir sürü şey demişti. Lakin uzay hiçbirine değer vermemiş ve hatta duymamıştı ama bu cümle kulaklarında çınlıyordu e tabi ayrılık haberi can yakıyordu.
İsteksizce ayağa kalkıp miraç’ın yanına gitti kollarını miraç sarıp ardı ardına teşekkürler edip özürler diledi. “bana yaşattığın her şey için teşekkürler ve yaşattığım her an için özürler” dedi ve ardından ekledi “seni seviyorum” teşekkür ve özür sayısına oranla tek cümle sevgi gösterisi çok azdı lakin miraç’ın zihninde sadece bu söz kalacaktı.
Miraç sevgilisinin dudaklarını öpüp mırıldandı “söz ver bana geri döneceğine dair söz ver”. Ah “söz”ler ne iddialı kelimelerdi! Daima hatırlanacak ve hiç bozulmayacakmış gibi söylenir ilk fırsatta eskir silinirlerdi. Lakin herkes bilirdi yılanı deliğinden çıkaran dahi bu tatlı “söz”lerdi. En büyük günahkarı aziz, en büyük yalancıyı güvenilir yaparlardı. Uzay’ı “söz” demekten alıkoyanda buydu zira uzay ne güvenilir ne de aziz olmak istiyordu hem uzay günahlarını yalanlarla örterken gayet mutluydu.
Sessizce baktı miraç’a hiçbir şey demedi, diyemezdi. Miraç’sa bu bakışı kabul etti uzay’ın gözlerinden anlamıştı hislerini dudaklarını tekrar öpüp “hoşça kal” dedi. Uzay gülümsedi. “hoşça” kalmak ana hiç uymayacak kadar pozitif bir kelimeydi.
Feza uzay’a dönüp “çıkmalıyız çabuk ol” dedi soğuk bir tınıyla. Uzay duyduğu cümleyle sevgilisinden ayrıldı. Mert feza ve uzay arabaya yerleştiklerinde uzay kafasını camdan çıkarıp seslendi.
“hoşça kal”
Şakayla karışık gibiydi vedası, miraç’ınkine gönderme gibi lakin değildi. Uzay bütün içtenliğiyle söylemişti bu cümleyi gerçekten inanarak umutla. Kafasını tekrar arabaya sokarken miraç’ın kahkahasını duyuyordu bu kahkaha uzay’a huzur vermek yerine onu korkutuyordu yoksa miraç “hoşça” kalabileceklerine inanmıyor muydu? Her şeyin düzeleceği ve bu hikayenin sonunda gülebilecek olmaları miraç için değersiz ve boş umutlarla dolu bir ihtimal miydi sadece?
Bilmiyordu uzay miraç’ın düşüncelerini bilmiyor tahmin edemiyordu ve bu gülüş uzay’a hiç yardımcı olmuyordu. Koltuğa oturup yolu izledi annesine soracaklarını zihninde kurguladı ve hatta annesinin vereceği cevapları bile hazırladı bilmediği cevapları kendi isteğine göre şekillendirip değiştirmek kesinlikle uzay’ın sevdiği şeydi zira uzay’ın zihnindeki cevaplar kimsenin canını yakmıyordu.
Eve yaklaştıklarına fark ettiğinde feza’ya baktı.
“ya evde değilse?”
“burada bizi bekliyor.”
Feza bu cümleyi o kadar emin bir şekilde söylemişti ki uzay’ın zihnindeki bütün sorular silinmişti. Feza’nın annesinin hareketlerini tahmin edebilecek kadar annesini tanıması fazlasıyla şaşırtıyordu uzay’ı zira uzay bırakın annesinin yapacağı şeyleri tahmin etmeyi annesinin ismini sorsanız onu bile şüpheyle söylerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyücü (boyxboy)
Teen FictionEn iyi yalancılar bile sırlarını bir düşmana verebilirler.