Paylaşılan nefeslerde nelerin gizli olduğunu ancak paylaşanlar bilirdi. Kimileri acıyı kimileri sevinci bazen tutkuyu bazen saflığı saklardı o tek nefes. Uzayla miraç’ın arasında dolanıp duran bu nefesse her şeyi saklamıştı. Zıtlıklara aynı anda sahip olan bu nefeste bir savaş giziydi. Tutkunun ve saflığın savaşı.
Miraç kavradığı dudakları naif bir şekilde öpmeye başlamıştı ilk. Kendisinin bile adını koyamadığı belki de koymak kaçtığı bir duygu gizliydi dudaklarında. Uzay dudaklara cevap verdiğindeyse o adını koymadığı duygu yoğunlaşmış yanında da şehveti getirmişti.
Dudaklar nefessiz kalan bedenlerle ayrılmıştı. Miraç aldığı ilk nefesle ayrı kaldığı dudaklara koşarken uzayın geri kaçmasıyla durmuştu. miraç mavilerini morla buluşturduğunda bir parça dahi olsa yaptığı şeyi fark edip gerçekliğe dönmek istedi. Lakin yapamadı morlar ona böyle bakarken yapamazdı.
Uzay parmaklarını dudaklarına götürüp güldü. Ardından sarhoş zihninin zar zor bir araya getirdiği kelimelerle cümle kurdu.
“gülüşüne ev sahipliği yapan dudaklar gülüşün kadar güzelmiş.”
Miraç uzayın her hareketini dikkatle izledi her sözünü merakla dinledi. Miraçta uzay gibi güldü lakin cevap veremedi. Uzay miraçtan daha sarhoştu düşünceleri daha karışık kelimeleri daha dağınıktı bütün bunlara rağmen bir cümle kurabilmişti. Lakin miraç kuramıyordu tek bir şey diyemiyordu zira miraç şuan uzay dışında bir şey düşünemiyordu. Kelimeleri unutmuştu ve yahut cümlelerin nasıl kurulduğunu özne mi başa gelirdi yoksa yüklem mi bilmiyordu. Kendini nerde olduğunu hepsini silmişti zihninden.
Uzay her hareketini izleyen Miraç’a dönüp bir kere daha güldü. Ardından “uyuyalım mı? Miraç benim çoook uykum var” dedi. Miraç ise ancak ayağa kalkıp yatağa ilerleye uzay’la anlayabildi cümleleri. Uzay gibi ayağa kalkıp yatağa ilerledi. Uzayın yattığı yatağın yanında bulunan yatağa bedenin atıp gözlerini yumdu. Uzay dışında bir şey düşünmeye çalıştı ama nafileydi onunla aynı odada uyurken kokusunu yanında hissederken üstelik dudaklarının sıcaklığı daha dudaklarından gitmemişken imkansızdı unutmak.
Uzay'ı unutma çabasında koluna dokunan soğuk tenle bölündü ardından Uzay'ın uykulu ve sarhoş sesini duydu.
“kenar kaysana”
Uzayı ikiletmeden dediğini yapan miraç tek kişilik yatağın en ucuna gitti. Miraç’ın uzaklaşmasıyla beraber uzay kendini yatağa attı. Yatak küçük olduğu için iki beden birbirine değiyor. Ve dokunulan her yer yanıyordu. Bu ateşin uzaya göre açıklaması yoktu Miraç’a göreyse havanın soğukluğu kanlarında dolanan alkol gibi farklı açıklamalar yapılabilirdi. Bize göreyse olay çok farklıydı ama bırakalım bizim açıklamamız bizde kalsındı.
Birinin nefesini yüzünde hissederek uyumak farklı bir deneyimdi her ikisi içinde. Birbirine gülerek gözü kapalı birini gizlice izleyerek uyumak farklıydı. Böylesine bir farklılık içinde de uyumayı başaran ilk insan Uzay'dı. Uzay uyumasına uyumuştu da Miraç'a o uyku kelimesi hiç uğramıyordu böylesine bir farklılıkta.
Miraç farklılığın tadını çıkarıyordu Uzay'ı izliyor, kimse onu görmüyorken sadece Uzay'ın güzelliğine gülüyordu. Alkolden daha etkili olan koku ciğerlerine doluyor Miraç mümkünmüş gibi daha da sarhoş oluyordu. Uyandırmaya korkar gibi sessizce biraz uzaya yaklaşıp dudaklarını uzayınkilere dokunurdu. Ardından sanki suç işlemiş gibi çekilip Uzay'a baktı. Uzaysa hala uyuyordu. Miraç bunu fırsat bilip bir kere daha dokundurdu dudaklarını sanat eseri olan dudaklara. Bir öpücük daha çalarken Miraç'ın yaptığı hırsızlığı yalnız gece biliyordu. O gece bir sır sakladılar geceyle miraçın sanat eserinden çaldığı sıcaklık bir sırdı. Kimsenin bilmediği ve bilmemesi gereken önemli bir sır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyücü (boyxboy)
Teen FictionEn iyi yalancılar bile sırlarını bir düşmana verebilirler.