Bilinmezliğin ortası, ölümün bir adım arkası eğer şuan biri Feza’ya nerede olduğunu sorsaydı, Feza’nın kullanacağı kelimeler bunlar olurdu zira Mert’in sözleri onu doğrudan kayboluşa sürüklüyordu.
“benim hikayemin kötü adamları sizsiniz”
Sadece 5 kelime Fezanın beyninde büyük bir kaosun başlaması için yeterli olmuştu. “kötü adam” kelimesi zihnindeki her düşünceye her anıya teker teker uğruyor ve bu kalıba ait olmak için sebep arıyordu. Anılar “masumsun!” diye haykırırken, düşünceler “bir daha düşün istersen” diyordu. Zihniyse düşündükleri ve yaptıkları arasındaki farka şahit oldukça histerik kahkahalar atıyordu.
Feza hiçbir zaman masum olmamıştı insanların “kötülük” diye adlandırdığı şeyler yapmaya hazırdı. Ama eyleme geçmemiş düşünceler ona bu lakabı takamazdı, takmamalıydı.Feza ne zaman buğulandığından bihaber olduğu gözlerini odaksızca Mert’e dikti. Yavaş yavaş Merti inceledi her hareketini her mimiğini. Çaresizce yaptıklarına bir neden aradı zihninde lakin hiçbir sonuca ulaşamadı. Günlerdir yaşadığı her şeye dayanıp gücünü ve netliğini yitirmeyen sesi Mert'e “neden?” diye sorarken sahip olduğu her şeyi kaybetmişti. Feza buna günlerin yorgunluğu diyebilirdi lakin odadaki herkes buna sebebiyet verenin Mert olduğunun farkındaydı.
“neden?”
Bu sefer soruyu yönelten Uzay'dı. Feza'nın biraz olsun sakinleşmesini ve güçlenmesini istiyordu bu yüzden onun yerine konuşuyordu. Feza bu harekete sessizce güldü ve içinden teşekkürlerini sundu ardından cevabı öğrenmek için Merte odaklandı.
Mert sinirden koyulaşan gözlerini Uzay'a çevirirken “bunu birazdan hep beraber konuşacağız” dedi ve odadaki herkesin aksine oldukça sakin adımlarla kapıya doğru ilerledi. Mertin adımlarını durduran Fezanın gücünü kazanmış sesi oldu.
“neden gözlerime bakmıyorsun?”
Gözler öylesine çok duyguyu barındırıyorlardı ki içlerinde onlara bakmak için ya güçlü olmalıydı insan ya da masum. Mert artık masum değildi. Bu yüzden eskiden huzurla baktığı gözlere şimdi yaklaşamıyordu. Mert Feza'ya karşı güçlü değildi bu yüzden ihanetini nefret dolu gözlerinde taşırken bakışları, Feza hariç her yere uğruyordu.
Fezanın sözlerini duymazdan gelerek kapıya doğru ilerlemeye devam etti. Bu adımlar karşısında Feza sinirle seslendi:
“gözlerime bak!”
Mert kulaklarına ilişen sesle durdu ne yapacağını bilemedi zira sinirli görünen bu ses içine kırgınlığı gizlemişti. Feza'ya dönmek için adım atacakken zilin çalışıyla kendine geldi bu kadar ilerlemişken geri dönemezdi. Yavaşça kapıya ulaştı ve derin bir nefes alarak kapıyı açtı.
Orta yaşlı, keskin yüz hatlarına sahip bir adam kapıda beklemek sıkıldığını belli ederek ayaklarını yere vuruyordu. Açılan kapıyla adamın koyu mavi gözleri Merte döndü ve tehditkar bir tonda konuştu:
“eğer söylediklerin yalandan ibaretse bunun senin için iyi sonuçlanmayacağını bilmelisin.”
“farkındayım”
Mert adamın tehditlerini basit bir kelimeyle susturup içeri geçti adamda onu sessizce takip etti. Adam içeri girip gözlerini odada dolaştırırken bakışları annelerinde durdu. Adam bütün dişerini gösteren itici bir gülümsemeyle kadına bakarken “sizi tekrar görmek güzel dilan hanım” dedi. Ardından gözlerini merakla Uzay ve Feza'ya yöneltti.
Adam parmağını Uzay ve Feza'ya doğru sallarken gülüşü titriyordu. Korkutucu ve bir o kadarda mutlu bir ses tonu ile konuşmaya başlarken bakışlarını çocuklardan çekmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyücü (boyxboy)
Teen FictionEn iyi yalancılar bile sırlarını bir düşmana verebilirler.