15.bölüm: Aptal aşık

910 60 9
                                    

Aşk ne zaman olunurdu? Bir insan “sana şu gün şu saatte aşık oldum” diyebilir miydi? İlk görüşte mi olunurdu aşk yüzlerce görüşün sonucunda mı? Bir an var mıydı aşık olmak için yoksa anların birleşimi miydi bu aşk dedikleri?

Bilmiyordu Uzay. Ne zaman aşık olduğunu bilmiyordu. Zaman veremiyor aşkı bir ana sığdıramıyordu. Eskiden Miraç’tan nefret ederdi bunu biliyordu ama öyle hissetmiyordu eskidende çok seviyormuş gibi hissediyordu sanki yıllardır miraç’ı seviyordu ve nefret ettiği tek bir an bile yoktu.
Ne ara bu kadar kapılmıştı bilmiyordu. Belki mavilerde ilk yüzmeye başladığında tehlikeli görmemişti bunu ancak maviler onu boğduğunda anlıyordu keşke önceden sudan çıksaydı da maviler sızamasaydı ruhuna. Şimdi çıkmaya çalışıyordu o mavilerden lakin bacaklarına dolanmıştı denizin yosunları koparmıyordu kendinden.
Uzay mavilerinde boğulduğu çocuğun dudaklarında soluklanırken gülüyordu. Kendisin hem öldüren hem de yaşamasına yardım eden bu çocuğa biraz kızıyor birazda seviyordu.

Miraç dudaklarını ayırırken gülümseyip “gecikme” dedi. Uzay'sa sadece kafasını sallayarak onayladı. Aşk aptallaştırıyor hata yapmaya davetiye sunuyordu daha kötüsüyse aşıkların sunulan davetiyeyi düşünmeden alması oluyordu. Umalım ki uzay verilen davetiyelere kolay kanmasındı.

Hazırlanıp spor salonuna geçti. Birkaç hafta önce kavga eder gibi basketbol oynaya 2 çocuk biraz değişmişti lakin hala eski benliklerinde bulunan hırs ve düşmanlıktan tam kopamamıştı bu yüzden eskisi kadar olmasada hala aralarında gözle görülebilecek bir yarış vardı kimin kazanacağıysa ilk yarışlarından farklı olarak muammada değildi. Zira bu sefer 2’li arasında hata yapmaya çok hevesli biri vardı. Davetiyeyi ilk anda kabullenmiş kazanmasına izin vermişti ah uzay aşktan çok kötü etkilenmişti.

Basketboldan çıktıklarında selim uzay'a “iyi gidiyordun son topu nasıl verdin” dedi. Uzay’sa kafasını sallayarak onayladı son topu nasıl verdiğini tam hatırlamıyordu tek hatırladığı o an miraç’ın uzay’a çok yakın olduğu ve güldüğüydü.
Miraç selim ve uzay yetişirken konuşmaya dahil oldu.

“baya iyi yendik sizi”

“yenmenize izin verdik istesek kazanırdık”

“belki kazanırdınız ama kazanmadınız değil mi? Ayrıca izin vermek sizin hatanız”

“bir daha izin vermeyeceğim kazanmana haberin olsun.”

“niye kazanmamıza izin verdin ki?”

Uzay cevap veremedi aslında tam izin vermemişti. Sadece dikkati dağılmıştı. Selim miraç ve uzay'dan ayrılıp yoluna devam ederken uzay miraç'a “senin evin bu tarafta değil” dedi. Miraç’ta gülüp “biliyorum size uğrayım dedim sadece hem şu anketlerin sonucunu falan düzenleriz ağırlamayacak mısın beni?” dedi. Uzay mırıldanır gibi “gel” dedi. Miraç’sa mırıltıya gülüp uzayı takip etti.

Uzay evin zilini çaldığında feza koşar adımlarla kapıya ulaştı. Kapıyı açtığındaysa anlık bir şok yaşadı. Tamam uzay kardeşiydi ve bu evde yaşıyordu onun buraya gelmesini anlıyordu da miraç ne alakaydı onu anlayamamıştı. Miraç feza'ya alayla bakıp gülerken uzay sadece izin istiyordu kardeşinden zira bu eve misafir geldiği çok az görülürdü evin belli yerlerinde güç denemeleri için eşyalar olabilirdi yahut feza ve uzay rahat olmak için mor gözerle gezebilirlerdi bu yüzden eve kimseyi almaz misafir kabul etmezlerdi. Feza uzay'ın iznini isteksizce kabul ederken miraç’ın gözlerindeki alaya ve de kardeşinin miraç’a hayır diyememesine odaklandı.

Feza sağa çekilip ikiliyi içeri aldı. Uzay ve miraç hızlıca uzayın odasına çıkarken feza sadece arkalarından baktı kardeşi hatalar yapıyordu ve daha çok yapacaktı feza bunun farkındaydı. Uzayın durumuna bir psikolog “hata yapsın öğrensin hatasını kendi bulsun” diyebilirdi lakin feza bir psikolog değildi ve bu düşünceden uzak biriydi. Kardeşinin hata yapmasına ve canının yanmasına izin vermeyecekti. Uzayı bu aptal aşık hallerinden kurtaracak miraç onunla alay ettiğini gösterecekti.

Büyücü (boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin