You're Mine

1.4K 109 27
                                    

Artık gece olmuştu.

Ama biz hala konuşuyorduk.

O konuşuyor ben dinliyordum.

Ben konuşuyordum o dinliyordu.

"Taehyung?"

"Efendim güzelim."

"Bir şey sora bilir miyim?"

"Sor birtanem."

"Biz neyiz?"

"Ayy. Aff edersin. Unutmuşum. Sana çıkma teklifi etmedim."

"Evet."

"Tamam o zaman. Sevgilim olur musun?"

"Bir düşünelim bakalım."

"Ne düşünmesi yaa. Demin öperken öyle demiyordun ama."

"Senin bu kadar salak oluğunu ben tahmin etmemiştim. Biliyor musun?"

Dedim ve biraz daha yaklaştım.

Elimle yüzünü okşamaya başladım.

"Şaka yaptım salak sevgilim."

Önce baktı sonra gözlerini devirdi.

"Sen bana az önce ne dedin?"

"Sevgilim dedim."

"Bu evet mi demek oluyor?"

"Evet."

"Seni öpe bilir miyim sevgilim?"

"Artık seninim sevgil-"

Sözümü bitirmeme izin vermeden dudaklarıma yapıştı.

Fırsatçı pislik.

Güzel öpüşmemizi bölen şey bir baykuşun sesini duymamız oldu.

Taehyung hemen ayağa kalktı.

Baykuşun ayağında bir kağıt gördüm.

Taehyung benden önce davranıp kağıdı aldı.

Açtı ve bana doğru uzattı.

"Sana gelmiş."

"Kimden?"

"Vampir konseyi üyeleri vampirlere mesajı bu yolla yolluyor."

"Ne oldu acaba."

"Sesli okusana."

"Tamam."

Dedim ve okumaya başladım.

"'Kim Soo Bin. Acilen vampir konseyine gelmeniz gerek.' Beni neden çağırıyorlar ki?"

"Bilmem. Gücünü onlara karşı kullandın mı?"

"Şey. Evet. Ama anlamadılar."

"Soo Bin sen ne yaptığının farkında mısın? Vampir konseyine karşı gücünü kullanmanın çok ağır cezaları var. Anladılar kesin."

"Ben ne biliyim yaaa. Ben hiç bir şey bilmiyordum. Ben konseye geldiğim gün vampir olmuştum. Kuralları bilmiyordum."

"Off. Soo Bin sen ne yaptın yaaa."

"Teşekkürün bu mu gerçekten? Ben senin için yaptım."

"Sevgilim ben öyle şey mi dedim? Cezalarını kaldıramazsın diye korkuyorum."

"Ben anlayacağımı anladım. Teşekkür etmene de gerek yok."

"Soo Bin bak yanlış anladın."

Onu dinlemedim. Ben onun için neler yaptım bana neler söylüyor.

Evden çıktım vampir konseyine doğru gittim.

Taehyung da arkamdan bana yetişti.

"Ne karar verirlerse versinler ben senin her zaman yanındayım."

Bana öyle bakma.

O zaman sana kızamıyorum.

Tüm sinirim geçiyor.

"Seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum."

Taehyung ile birlikte içeriye girdik.

"Oooo. Kimleri görüyorum. Gözlerini yere dik Kim Soo Bin."

"Peki. Ama neden?"

"Yine mantıkımızla oynamandan. Sandığımızdan daha güçlü çıktın."

"Ben yaptığım şey için gerçekten özür dilerim. Ben yeni vampir oldum. Bu yüzden bilmiyordum."

Başımı kaldırmak istediğimde yeniden aşağıya indirdim.

"Cezan düşünüldü. Yarından itibaren 2 ay boyunca vampir hapishanesinde kalacaksın."

"Ne?"

"Bu verdiğimiz ceza en kolay ceza. Sen yeni vampir olduğun için hafif bir ceza verdik."

Ağlıyordum. Elimde değil di.

"Peki. Kiminlese görüşe bilecek miyim?"

"Sadece abinle görüşe bilirsin. Abinden başka hiç kimseyle görüşemezsin. Sabah güneş doğduktan sonra buraya gel. Hapishaneye gideceksin."

"Abimin haberi varmı?"

"Evet biliyor."

"Tamam. Gide bilir miyim?"

"Evet."

Onay aldıktan sonra dışarıya çıktım

Arkamca Taehyung da geldi.

"Ağlama. Lütfen ağlama. Bak merak etme. Seokjin hyungla görüşeceksin. Her defasında sana mektup yollayacağım."

"Beni eski evde bekle babamla vedalaşıp geleceğim."

"Tamam."

Eve gidip babamla vedalaştıktan sonra Jungkook ve abimle vedalaştım.

"Ben bu gece dışarda olacağım. Malum 2 ay dışarı çıkamayacağım."

"Tamam. Ne istiyorsan yap."

Jungkook gelip kulağıma fısıldadı.

"Biliyorum Taehyung hyung'un yanına gidiyorsun. Yanından ayrılma sakın."

"Sende bir şeyi bilmesen olmazmı?"

Dedim ve evden çıktım.

Eski eve geldim.

Taehyung oradaydı.

Yerde oturmuştu bir şey düşünüyordu.

Gidip yanına oturdum ve başımı göğsüne koyup sarıldım.

"Ne düşünüyorsun."

"Sana nasıl yardım edeceğimi."

"Sen beni merak etme. Nede olsa 2 ay sonra burada olacağım."

"Ben sana yeni kavuşmuşken bu haksızlık ama."

Başımı kaldırdım ve yüzüne bakmaya başladım.

Tıpkı bir çocuk gibi dudak büzerek konuşuyordu.

"Biliyorum. Ama mecburuz."

"Seni çok özleyeceğim."

"Bende seni çok özleyeceğim. O güzel dudaklarını, güzel yüzünü, güzel kalbini."

Her konuştuğumda gözlerim doluyordu.

Dudaklarıyla yüzümün her yerine öpücükler konduruyordu.

Dudaklarıma geldiğinde biraz durakladı.

Elimi yanağına götürdüm ve kendim onun dudaklarına yapıştım.

Keşke zaman dursada bu an hiç bir zaman bozulmasa.

Keşke hiç bir zaman bir birimizden ayrı kalmasak.

Hep birlikte olalım.

"Sen benimsin."

"Ben seninim."

Sevgilerle AnGel.

Singularity || KTH ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin