9

228 57 0
                                    


BaekHyun: Chanyeol bugün akşama sinemaya gidiyoruz değil mi? Sen annenden izin alabildin mi?

Park_Yeol: Hayır alamadım. Bu akşam uyuyakalmışım. Görüşemedik annemle. Ama gelmek istiyorum ve sanırsam geleceğim.

BaekHyun: Harika 7 gibi hazır ol o halde.

Bu arada iki arkadaşım daha gelebilir mi bizimle? Hani o gün kampüste de görmüştük. Luhan ve Kyungsoo.

Park_Yeol: Benim için sorun olmaz. Ama fazla kalabalık olmazsa iyi olur.

BaekHyun: Merak etme sadece dördümüz olacağız.

Park_Yeol: Peki.

Saat tam 7'de Baekhyun öğrenci yurdunun önünde beklemeye başlamıştı. Genellikle buluştuklarında erken yada tam zamanında gelen Chanyeol olurdu.

Kesin şimdi çıkmak üzeredir diğe düşündü. O an elindeki telefonun titremesi ile ekranın kilidini yavaşça açtı. Mesajı Chanyeol atmıştı.

19:00

Park_Yeol: Baekhyun kusura bakma. Benim işim yeni bitti.

Yarım saat - kırk dakika geç gitsek sorun olur mu?

BaekHyun: Hayır Chanyeol. Ben yarım saat sonra tekrar gelirim o zaman. Bizimkilere de haber veririm.

Park_Yeol: Tekrardan gidip gelmene gerek yok. Odama gelip bekleyebilirsin.

BaekHyun: Bu senin için sorun olmaz mı?

Park_Yeol: Hayır. Oda numaram 103. Bekliyorum.

Baekhyun yurdun içine doğru adımlarken aynı zamanda kapıların üzerindeki rakamlara göz gezdirmeyi ihmal etmiyordu.

Chanyeol'un odası daha üst katlarda olmalıydı. Koridorun sonlarına doğru ilerleyip asansöre bakındı. Bulunca yavaşça oraya doğru koştu. Asansörün hemen yanında hangi odaların kaçıncı katta olduğu yazıyordu.

"91 92 93... 9. Kat

95 96 97... 10. Kat

101 102 103... 11. Kat.

Bu asansör bozulursa Chanyeol'e büyük çaplı üzülürüm. Woah gerçekten odası çok yüksekte olmalı."

Küçük olan kendi kendine söylenirken asansörün gelmesini bekledi . Kapı açıldığı zaman içeri girip 11. katın düğmesine bastı.

Asansörün kapısı yeniden aralandığında kafasını dışarı doğru uzattığı an Chanyeol'u görmesi bir oldu. Üzerinde siyah ve beyazın hakim olduğu boya bulaşmış bir önlük vardı.

Gözlerinin altında uykusuzluğun getirisi mor halkalar. Dışarı adımlayıp Chanyeol'e doğru ilerledi.

"Hoşgeldin Baekhyun ."

"Hoşbulduk."

" İçeri gel hadi." Chanyeol kapının önünden çekilip eliyle odasını gösterince Baekhyun içeri doğru girdi. Etrafina kısa bir göz gezdirdi.

Oda tam iki kişilikti. Chanyeol burada tek kaldığını söylemişti ama iki yatak da yatılabilir vaziyette idi. Ferah ve iç açıcı bir havası vardı. Neredeyse her yer tablo ile doluydu. Genellikle konu gökyüzü olsa da Chanyeol'un yatağının yanlarında yüzü çizilmemiş kadın portreleri vardı.

"Sen kafana göre takıl. Ben yarım saate hazır olurum. Şimdi banyoya giriyorum. Ve lütfen Baekhyun tablolara dikkat et."

"Tabi gir sen. Ve merak etme dikkat edeceğim."

"Sağol. Unutmadan arkadaşlarına haber ver."

"Ahh iyi hatırlattın. Sen gir ben hallederim."

Chanyeol hafifçe tebessüm edip banyoya doğru ilerledi.

Küçük olan telefonunu eline alıp Luhan ve Kyungsoo'ya kısa bir mesaj çekip Chanyeol'un yatağının yanındaki portrelere göz gezdirdi.

Sanki hep aynı kadın çizilmiş gibiydi. En azından hepsinin kıyafeti aynıydı. Simsiyah kumaşın üzerine bembeyaz papatyalar kondurulmuştu.

Portrelere daha dikkatli bakınca kadının elleri kafasına doğru uzanıyordu. Ve eklemleri bembeyazdı. Göğsünden boynuna doğru çıkınca papatyalar giderek grileşiyor boynunda simsiyah oluyordu. Ellerini papatyaların üzerinde gezdirdi.

O an parmaklarının üzerinde oluşan kırmızı boyaya hayretle baktı. Çünkü portre siyah , beyaz , yeşil, hafif sarı ve gri renklerinden oluşuyordu.

Omuz silkti belki eli yanlışlıkla bir yere çarpmıştır diğe düşündü.

Şimdi parçalar tek tek kafasına oturuyordu. Chanyeol belki terk edilmişti. Ve travmasını atlatamamıştı. Tekrardan terk edilmekten korktuğu için bir insana bağlanmaktan çekiniyordu.

Kalbi çok kırılmıştı. Onun için her portrede kadının kalbinden itibaren renkler soluyordu.

Uzunca baktı. Gözleri ağrımaya başlamıştı bile.

Sonunda gözünü daldığı yerden ayırabildiğinde yanındaki yatağa doğru ilerleyip oturdu.

Nevresimi günlerce hiç bozulmamış gibiydi. Sağ tarafındaki komodininin üzerindeki deste deste kahve paketleri dikkatini çekmişti.

  Bu kadar kahve ile ne yapıyordu Tanrı aşkına ?

Bu kadar mı önemliydi onun için gecenin bir yarısı resim çizmek?

Alttaki çekmeceden gözüne takılan ıslak mendil paketi ile derin bir oh çekti. Parmaklarındaki kırmızı renkten kurtulmanın zamanı gelmişti. Çekmeceyi açtığında gördüğü ilaç kutusuyla gözleri kocaman olmuştu. Chanyeol'un durumu antidepresan ilacı kullanacak kadar kötü olamazdı.

Yada olabilir miydi?




♧Sizi ve getirdiğiniz herşeyi seviyorum.

Mavi Kalın ♧

The Summer RainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin