"Evliliklerinin 4. yılında aileye katılacağım haberini almışlar. Annem o zamanları bana şöyle anlatırdı :
...Seni o kadar çok beklemiştik ki bebeğim...
Babana beraber yaptığımız bir sabah kahvaltısında seni müjdelemiştim. Sonra ne mi yaptı? Elindeki çayı üzerine döküp hem mutluluktan hem yandığı için ağlamaya başladı. Masadan kalkıp sevinçten havaya zıplamaya çalışırken de kayıp yere düştü. O kadar gülmüştüm ki bir ara seni düşüreceğim diye korkmadım değil...
Annemin hamileliği, babamın işleri , evlilik hayatı her şey harika bir düzende ilerliyormuş. Ben doğana kadar...
Daha küçük bir çocuktum ama evin içindeki şiddetli kavgaları hiç unutamıyorum.
Öz babam beni kıskanıyordu...
Annemi ondan aldığımı ve evin bütün huzurunu kaçırdığımı söylüyordu.
Tanrı'nın her lanet günü beni sevmesi için ona mektuplar yazıyor, oyuncaklarımı hediye ediyordum.
Ama olmadı.
Kıskançlığı zamanla nefrete dönüştü.
Kendi kafasında kurduğu seneryolara inanıyor ve saplantılı düşüncelerinden kurtulamıyordu.
Son çare babamı ikna edip onu alanında çok iyi olan bir Psikoloğa götürmekti.
İlk seansta Othello sendromu teşhisi konmuştu. Beni sevmemesinin ve kıskanmasının sebebi bir hastalıktı.
Yani babam iyileşince beni sevecekti.
Yada ben öyle sanmıştım.
2. seanstan hemen sonra ilaç tedavisi görmeye başladı.
Yaklaşık 3 yıl kullandıktan sonra artık bunu atlattığını söyleyip bıraktı.
Sorunlarımız kalkmıştı, mutluyduk. Hayatımız düzene giriyor ve en önemlisi aileye kabul edilebilmiştim.
Babam her gece beni yanına yatırıyor ve masallar anlatıyordu.
7 yaşıma bastığım zaman dinlediğim masallar değişmeye başlamıştı.
Kocasını aldatan bir kadının nasıl öldürüldüğünü anlatıyor , korkudan ağlamama rağmen devam ediyordu.
Eğer susmazsam bu sefer de bir çocuğun nasıl öldürüldüğünü anlatacağını söylüyordu. Anneme söyleyemiyordum. Çok korkmuştum. Tekrar babamın bizden ayrılmasını istemiyordum."
Baekhyun donuk ifadesine rağmen titreyerek , Chanyeol'un anlattıklarını dinliyordu.
Hem daha fazla dinlemek istemiyor hemde bir yeri kaçıracağım korkusuyla gözünü bile kırpmıyordu.
" Bir Pazar akşamı yemek yerken babam durduk yere sinir krizi geçirmeye başladı. Masadaki bütün yemekleri dağıtıp ağlayarak karısının fahişe olduğundan bahsediyor , etraftaki her şeyi kırıyordu. "
Ressam olan tekrardan o geceyi yaşar gibi içli içli ağlayarak anlatıyor , hatta çoğu kelimesi hıçkırmaktan yarım kalıyordu.
" Annem düşen masa örtüsünü alıp gözüme bağlamıştı. Korkudan o kadar fazla titriyordu ki tam bağlayamamıştı bile. Üsten görüyordum olan biteni.
Bir anda karısını altına alıp boğazını sıkmaya başladı.
Hiç acımıyordu.
Şok olmuştum. Annem elleri ile boynundaki elleri sıkıyor , can çekişiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Summer Rain
FanfictionPark Chanyeol filofobi hastasıydı... ° ° Yaz Yağmuru gibiydi senin aşkın sevgilim. Ne soğuktu ne sıcak. Alevlerin içindeyken aradığım ferahlıktı. Öyle bir yağdın ki gönlüme ne kokun gitti ne de tenimde bıraktığın ıslaklığın. Ve bir gün kalbin taşla...