10

263 56 5
                                    


Banyonun kapısının açılma sesiyle Baekhyun panikle çekmeceyi kapattı.

Gergince gülümsedi. Tabloların başında uzun bir süre oylanmış olmalıydı.

Zaman gerçekten çok hızlı geçmişti. Yataktan kalktı ve Chanyeol'ün yanına doğru ilerledi.

"Hazır mısın Chanyeol?"

Yurdun dışına doğru adımlamaya başladılar. İkilinin arasındaki sese dair tek şey Baekhyun'un kafasının içindeki birleşmeye çalışan yapboz parçalarıydı. Sanki hiçbir parça birbirine uymuyordu.

Chanyeol gerçekten büyük bir travma geçirmiş olmalıydı. Ama neden ona bahsetmemişti ki ?

Sonuçta Baekhyun onun doktoruydu. Ne var ne yok bilmesi gerekiyordu. Yoksa nasıl ona yardım edebilirdi?

"Evet hazırım. Çıkabiliriz."

"Baekhyun gideceğimiz yer çok uzak mı?"

Baekhyun'u kendi iç savaşında sıyıran Chanyeol'un sorusu olmuştu.

"Hayır Chanyeol. Otobüs ile 15 dakikalık bir mesafe. Durağa da geldik bile."

Chanyeol durağa vardıklarını görünce gülümsedi . Çünkü bugün fazlasıyla yorgundu. Baekhyun'un kırılmayacağını bilse iptal bile edebilirdi.

Neyse en azından kafa dağıtırım diğe düşündü. Hem uzun süredir sinemaya gitmiyordu.

"Baekhyun film olarak ne seçtin?"

"KADROLU SAPLAR.

Konu olarak hiç sevgilisi olmamış bir gurup erkeği ele almış."

"Sende bu film tam Chanyeol'e göre. Götüreyim de kendini yalnız hissetmesin dedin değil mi?"

"Ne alaka. Sen gayet havalı , pantolonun içinde pipisi olan birisin."

Baekhyun alayla söyledikten sonra gülmeye başladı.

"Sana şimdi cidden küstüm. Bende pişman, kendini affettirmeye çalışıyor diğe düşünmüştüm."

Baekhyun kendisini tutamayıp gülmeye devam ederken yanındaki gitmek için hazırlanan bedenin elinden yakalayıp durdurdu.

Chanyeol irice açtığı gözleri ile küçük olanla iç içe geçmiş parmaklarına baktı. Baekhyun ise bir anda sıcaklamaya başlamıştı.

Uzun olan şaşkınlığını üzerinden attığında Baekhyun'un ellerini itmişti.

Diğeri  yaptığı hatanın farkına varınca utanmasına engel olamamıştı.

"Gitme diye yapmıştım. O-otobüs geldi. Binelim mi?"

Chanyeol cevap vermeden önden hızlı adımlarla bindi.

Diğeri ise utançla onu takip etti.

Otobüsün içi neredeyse boştu. Bir iki kişi anca vardı. Küçük olanın gözü Ressam olanı aradı. Ortalarda bir çift koltuğun , cam kenarına bakan tarafına oturmuştu.

Yavaşça arkasındaki koltuğa doğru ilerledi. Chanyeol'e sırtı dönük bir şekilde oturdu.

Neden elini o kadar  sert bir şekilde çekmişti?

Gözleri hafiften doldu.

Hissettiği şeye bir ad vermek mümkün değildi.

İçindeki meraka yenik düştü ve

avuç içini yanağına doğru bastırdı. Sımsıcaktı...

Chanyeol'un elinin değdiği her yer sımsıcak hissettiriyordu demek ki.

The Summer RainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin