Tüm gücüyle , yanındaki yarımlarla dolu adamı taşıyordu küçük olan.
Ressam'ın uyuşuk bedeni ve iç çekişleri önlerine karartı olarak düşüyordu.
Bir gölge ilk defa bu kadar acımasız gelmişti Baekhyun'un gözüne.
Attıkları her adımda , kaldırımların arasına yer edinen göz yaşları sayesinde ayaklarının altında bahar müjdeleniyordu.
Zifiri bir sessizlik hakimdi .
Sanki gözleri bağlı bir çocuk, koşuşturuyordu etrafda...
°°°°°°°°°
Uzun ve buruk yolculuğun ardından Chanyeol'un odasına ulaşabilmişlerdi.
Küçük olan omzundaki ağırlığı yavaşca yatağa yatırdı.
Bilinci açıktı. Ama tek kelime dahi etmiyordu.
Ağzını kapatıp ağlamaya çalışıyor , nefessiz kalınca dudaklarını aralıyordu.
Diğeri kalan hüznüyle öylece ayakta dikiliyor , kendince karşısındaki adama ve acılarına saygı duruşu yapıyordu.
Veya tam tersi , ne yapacağını bilemiyor , paçalarına yapışmış küçük pişmanlığı yüzünden haraket edemiyordu.
Yanındaki tuvallere doğru bakışlarını çevirdi.
Bir kadının nefesleri saklıydı içinde.
Yaşadığı korku , hayal kırıklığı , hüsran...
Destek olmak istercesine parmaklarını gezdirmişti küçük olan.
Uzun uzun baktı , sevdiği adamın , sevgisi uğruna delirdiği kadına.
Yorulduğu hissi yüklenince bedenine , gri koltuğa doğru ilerledi.
Burada daha sabah vakitleri Chanyeol resmini çizmişti.
Belki yine bir sabah vakti aynı noktada üstünü çizerdi.
Geriye doğru yaslandı.
Başının ağrıdığını hissetmişti.
Her bir düşüncesi bir diğerine şirk koşuyor, üstünlük kazanan yapboz parçasına eklenme şansını elde ediyordu.
Ortaya çıkan tek sonuç , arkasında yatan insanın , çizdiği tablolarda kokan buram buram özlemiydi.
Çaresizlik bu olsa gerek ya...
Elini şakaklarına doğru götürecekken parmaklarına bulaşan kırmızı boyaya baktı , yeniden...
" Eline bulaşan kan değil , korkma."
Donuk bir ifadeyle kendisini izleyeni görünce gerildiğini hissetmişti küçük olan.
Kuruyan dudaklarını zar zor ayırıp, oynatmaya çalıştı.
" Bu nedir o halde Yeol ? "
" Yeşil ve sarı . "
" Anlamıyorum. "
" Annemin kazağındaki papatyanın renkleri onlar. Yeşil ve sarı. "
" Peki bunların kırmızı ile ne alakası olabilir ? "
" Yeşil ve sarı rengini birleştirince ortaya kırmızı renk çıkar. Sende parmaklarını tabloya sürünce iki rengi buluşturmuş oluyorsun.
O akşam annemin üstü hep kan olmuştu. Bu yüzden kırmızıdan nefret ederim.
Bende böyle bir çözüm buldum.
Unutmamak için bu iki rengi birbirine çok yakın şekilde kullanırım. Ama asla birbirine değmez. "
" Korkuyorsun değil mi ?
Kırmızıdan korktuğun için kullanamıyorsun ."
" Peki neden Hyun ? "
" Ne ? "
Ben delirmek için ne kadar uğraştım senin haberin var mı ? "
" Özür dilerim. Seni seviyorum. "
" Parası olan yere tükürüp , fakire temizletiren , insanlar insanları seçimleri yüzünden yargılayıp infaz ediyorken , her gün her yerde gasp , taciz , tecevüz , yaralama , öldürme , işkence , hırsızlık gibi yaşanan olaylar normal de benim özlediğim için annemi görmem hastalık mı ?
Sadece bu iğrenç dünyaya ait olmak istemeyen bizler kendimize yeni bir dünya yaratıyoruz.
Peki bizim neremiz deli huh ?
Asıl deliler bu dünyaya alışmış , burada yaşayabilen sizlersiniz.
Ben görmek istediklerimi görüyorum sadece. Hastalık bunun neresinde ? "
" Ben çok üzgünüm. Ama böyle olması gerekiyordu."
" Korkuyorum..."
" Korkularını ve seni seviyorum. "
" Ne olur beni hastaneye yatırma. Yapamam. Daha az görüşürüm annemle. Sana da hiç belli etmem. Kimseye zararım yok ki benim. "
" Seni seviyorum. "
" Tedavi görmek istemiyorum. Annem yaşıyor. Yemin ederim. Onu üzüyorsun. Bak bizi dinliyor."
Baekhyun Ressam'ın gösterdiği yatağa doğru baktı. Bomboştu.
Lanet olsun ki o yatak boştu.
" Chanyeol...
Orada kimse yok. "
Uzun olan hırsla ayaklanıp hemen yanındaki yatağın örtüsünü kaldırdı.
" Bak anneme uyuyor. Beni ziyarete geldi yine. "
Baekhyun , korkuyla gözlerini aralamıştı.
Beyaz çarşafta bir bayanın , büyük ihtimalle Chanyeol'un annesinin , uyurken ki bir resmi çizilmişti.
Şokun getirisiyle derince yutkundu.
Dolan gözlerini çaresiz olana çevirdi.
" Seni kimseye vermeyeceğim Chan. Bunun karşılığında basitçe bir şey isteyeceğim. Seni tedavi etmeme izin ver. "
" İstemiyorum . Çekmecemdeki lanet ilaçtan içirip annemi benden ayıracaksın. "
" Eğer bir tırtıl kelebeğe dönüşmek istiyorsa kozasını kırmalı Chan. Ama sen o kozanın etrafını yapıştırıyorsun. Annenin kanatlanıp uçmasını istemez misin ?
Niye onu süründürüyorsun ? "
♧Güzel yorumlarınız için teşekkür ediyorum.
The Summer Rain'e şans verdiğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum.
İlginiz ve sevginiz içinde daha çok teşekkür ediyorum.
Yazım yanlışlarım varsa affola.
Sizi ve getirdiğiniz herşeyi seviyorum.
Mavi Kalın. ♧
![](https://img.wattpad.com/cover/195531271-288-k547168.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Summer Rain
FanfictionPark Chanyeol filofobi hastasıydı... ° ° Yaz Yağmuru gibiydi senin aşkın sevgilim. Ne soğuktu ne sıcak. Alevlerin içindeyken aradığım ferahlıktı. Öyle bir yağdın ki gönlüme ne kokun gitti ne de tenimde bıraktığın ıslaklığın. Ve bir gün kalbin taşla...