8
No Clear Mind - A New Sun
•
Şöminenin yanında, dizlerimi göğsüme çekmiş oturuyordum.
Çatırdayarak yanan odun parçaları gibiydi zihnim. Çatırdıyor, çatladığı yerden yanıyordu.
Jackson ile son konuşmamızın ardından hazır hissedene kadar evinde kalabileceğim hakkında anlaşmaya varmıştık. Birkaç gün geçmişti. O, bu sabah işleriyle ilgilenmek için evden çıkmış, bütün gün de eve gelmemişti.
Şimdi, tavandan yere kadar uzanan camdan duvarın ardındaki kararmış gökyüzünü ve bahçedeki çam ağaçlarının arasından atıştıran kar tanelerini izliyordum.
Bu sırada ise zihnimde dönüp duran düşünceler, gözyaşlarımın gözlerimden dökülmek isteyerek beni çaresiz bırakmasına neden oluyordu.
Ailesiz, küçük ve kayıp bir kız çocuğuydum. Yurtta Yixing ile tanıştığımda, kayıp olan kız çocuğu sıcak ve güvenilir bir yuva bulmuş gibi hissetmiştim. Birbirimizin son 20 yılında, birbirimizin ailesi olmuştuk. Bu yüzden onun yeri hep ayrıydı. Hiç dolmayacak, hiç doldurulamayacak kocaman bir yeri vardı.
Şimdi mi?
Şimdi o yerini terk etmiş, geriye bomboş bir enkaz bırakmıştı.
Hiç doldurulamayacak, kocaman bir boşluk.
Kollarımı kendime sarıp, titreyen vücudumu ısıtmaya çalıştım. Üşüyen bedenim değildi. Üşüyen, asla ısınamayacak olan yaralı ruhumdu.
Gözüm, ada tezgahın altında duran şarap şişelerine takıldığında başımı yana yatırıp dişlerimi dudaklarıma geçirdim. Burası benim evim değildi fakat şu an, bir kadeh şarap için her şeyimi verirdim.
Sonradan ödeyeceğimi zihnime not edip aceleyle ayağa kalktım. Mutfak dolaplarını kısaca karıştırıp bir kadeh ve tirbuşon bulup yerime geri döndüm. Küçük bir pıt sesiyle açılan şarabın kokusu burnumu doldurduğunda zihnimdeki sesler duruldu.
Kadehi, normalden biraz daha fazla doldurup elime aldım ve hafifçe döndürüp içinde küçük bir girdap oluşturup arkama yaslandım. İçtiğim her yudum, boğazımı yakarak iniyor ve arkasında acı-tatlı bir his bırakıyordu.
Ben ise yine kayıp hissediyordum.
Göğsümdeki boşluk o kadar büyüktü ki, kaybımın büyüklüğü ruhumu bile şaşırtmıştı. Öyle ki o bile bunca yılın sonunda ne hissedeceğini bilmiyordu.
Yerimde doğrulup biten kadehi tekrar doldurdum ve tekrar yaslandım. Bakışlarım, gökyüzünden düşen kar taneleri ile şöminede kavrulan odunlar arasında gidip geliyordu.
Düşüncelerle boğuştuğum birkaç saatin ardından, sehpanın üzerine yayılan şişelerle bakışıyordum. Başım dönüyor, zihnim buğulanıyordu. Gözlerimi dolduran yaşlar, boğazımı sıkan hayali eller ve her nefes alışımda kalbime saplanan bıçak darbeleri ile boğuluyordum.
Dış kapının açılıp kapanma sesini duyduğumda ıslak kirpiklerimin çerçevelediği dolu gözlerim ile o tarafa döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amnesia | Jackson Wang
Fanfiction"İnsan nasıl özgür olur?" Jackson bana baktı, ardından elinde tuttuğu sigaradan kısa bir nefes çekip dumanını soğuk havaya doğru üfledi. "Düşünerek. Özgün olarak. Öğrenerek. Baş kaldırarak. Harekete geçerek. Vicdanlı olarak." Sigaradan son ve derin...