18

1.3K 85 47
                                    


Astro - Love Wheel

*

Serin, fakat tatlı bir rüzgar saçlarımın arasından süzülüyordu.

Parmaklarımın arasında parmaklarını hissetmek, gökyüzünde süzülen kuşların özgürlüğüne sahipmişim gibi hissettiriyordu.

Başkasına tutunarak özgür hissetmek, diğer insanlar için acizlik olarak yorumlanabilirdi. Eskiden ben de böyle düşünürdüm. Lay ve Jaebum bana ne kadar yardım ederlerse etsinler, onlarla birlikteyken hiç böyle hissetmemiştim.

Oysa şimdi, Jackson ile birlikte güneşin doğuşuna yakın Han Nehri'nin yanında el ele yürürken, hayatımda hiçbir zaman olmadığım kadar özgür ve mutlu hissediyordum.

Bakışlarımı ona taşıdığımda dalgın bir şekilde adımlarını izlediğini gördüm. Yüzünde küçük, hüzünlü bir gülümseme vardı fakat bu gülümseme üzücü değildi. Mutlu görünüyordu. Yüzüne renk gelmiş, dudakları şimdi daha iyi görünüyordu. Tek yapmam gereken onu iyice beslemek ve uyutmak gibi hissediyordum.

Ah, minik bir bebek gibi.

Kıkırdadım. Bakışları bana döndüğünde dudaklarımı birbirine bastırıp başımı çevirdim fakat o adımlamayı durdurup, tuttuğu elimi bırakmadan beni kendine çekti.

Ellerim üstündeki kazağa tutunduğunda, kalın kazağa rağmen sert göğüs kaslarını hissettim. Bakışlarım yüzüne çıktığında yüzündeki ifade tekrar kıkırdamama neden oldu.

Benim minik bebeğim.

"Neden gülüyorsun?"

Başımı yana yatırdım, "Seni besleyip uyutmam gerektiğini düşünüyordum."

Kaşlarını kaldırdığında dudaklarımı birbirine bastırdım. Ellerimi yanaklarına çıkarıp, her an kaybolabilecek bir varlıkmış gibi yavaşça okşadım.

"Minik bir bebek gibi."

Hala burada olduğuna inanamıyordum.

Parmaklarım çıkmaya yüz tutmuş sakallarında dolandı. Sert ve pürüzlü olan sakalları benim için pamuktan birer çiçek gibiydi. Bir insana karşı nasıl bu kadar pozitif ve umursamaz olabilirdim? Kendime inanamıyordum.

Dudaklarını büktü ve ellerini belime çıkardı. "Minik bir bebek ha?"

Başımı salladım ve göğsüne yaslandım. Kolları bedenimi sararken gözlerimi kapattım.

Bu hayatta, şu an bulunduğum yerden daha huzurlu bir yer bulabilir miydim?

Bu hayatta ondan daha mükemmel bir insan olabilir miydi?

Gözyaşları gözlerime batarak kirpiklerimi ıslattı. Bakışlarımı kaldırıp yüzüne çıkardım. Ona baktığımı fark ettiğinde başını eğdi ve bana baktı. Gözlerinin hedefinde olmak ve oradaki derin sevgiye sahip olmak kalbimi o kadar fazla dolduruyordu ki, nefeslerim eriyerek göğüs kafesime sızıyordu.

"Eve gidebilir miyiz?" diye mırıldandım.

"Uykun mu geldi?"

Başımı salladım. O kadar huzurlu ve uykulu hissediyordum ki, ayakta olmamıza rağmen her an uykuya dalabilirdim.

"Minik bebek." diye söylendiğinde, durumun tezatlığına güldüm.

Bir elini omzuma atıp beni kendine çekti ve arabaya doğru yürümeye başladık. Arabaya ulaştığımızda ön koltuğa kıvrıldım ve bakışlarımı sürücü koltuğuna geçen Jackson'a diktim.

Amnesia | Jackson WangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin