20

984 80 43
                                    

"So why don't you stay?
Please don't go away..."

Hwasa - Orbit

"Hae Rin-ah. Bırak o bıçağı güzel kızım, ha? Lütfen..."

Ensemde gezinen ürpertiyi hissediyordum.

Karşımdaki bir insan değildi. Bir canavardı. Bıçağı daha sıkı kavradım.

"Hae Rin-"

"Sus."

Çığlığım, duvarları neredeyse yıkılmak üzere gibi görünen odanın duvarlarında yankılandı.

Arkamda hissettiğim sıcaklık ile bakışlarım arkama döndü. Gözlerim şaşkınlıkla açıldığında dudaklarımdan çaresiz bir kelime döküldü.

"Anne?"

'Bunu yapmak zorunda değilsin, bırak gitsin.'

Bıçağın sivri ucu boynuma daha da batarken keskin bir acı hissettim ve annem kayboldu.

"Annemin uyanışını göremeyeceğim kadar ayık kalmayacağımı söylemiştin..." diye mırıldandım. Başım istemsizce yana yatarken, boşluğa takılmış odaksız gözlerim gözlerine tırmandı. "Annem uyanmadı. Ben ise uyumadım."

Neden?

Neden ben gitmek zorundayım ki? diye düşündüm.

Annemin hayatını elinden alan bu canavarın hayatını elinden almalıydım.

Dudaklarım, 7 yaşında bir çocuğa ait olmaması gereken şeytani bir gülüşle kıvrıldı.

"Özür dilerim... Ben üzgünüm. Bir daha içmeyeceğime yemin ettim, değil mi? Bir daha içmeyeceğim... Söz veriyorum!"

Bıçağı boynumdan çekip yavaşça yanına yürümeye başladım. Kanım bıçağı neredeyse koyu kırmızıya boyamıştı. Boynum acıyordu. Ama hiçbir şey kalbimdeki acıya yaklaşamıyordu.

Küçücük kalbim o kadar büyük bir acıyla yanıyordu ki: bu acı, gördüğüm bütün o şiddet dolu yıllar, izlediğim onca şiddet dolu an ile birlikte ruhumun daha büyüyemeden karardığını fark etmeme neden oldu.

"Kötü çocuklara ne olur biliyor musun, baba?" diye mırıldandım önünde durduğumda. Yaşlarla dolmuş gözlerini bana dikmiş ellerini öne uzatmıştı. Beni tutup kendine çektiğinde başım omzuna düştü. Elleri saçlarımı okşarken, beni kendine bastırarak özürler diliyordu.

"Cezalandırılırlar."

Bıçağı tutan elim, ilkel bir dürtüyle sırtına doğru harekete geçti ve tek ve tereddütsüz bir hamle ile kalbine sapladı. Küçük bileğimde gerekli gücü bulamadığımda, diğer elimi de kaldırıp tüm gücümle bastırdım ve bedeni son kez titreyerek yana doğru devrildiğinde bakışlarım ona döndü.

Şokla irileşen gözleri artık boş bakıyordu. Yıllardır görmeye alışık olduğum nefret ve şiddet yoktu.

Amnesia | Jackson WangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin