•
Lay - Wish
•
Tüm bedenim huzurun kollarında olmanın mükemmelliği ile kutsanmıştı.
Evet, o benim için huzurun kendisiydi.
Güneş doğarken hala birbirimizi izliyor, sessiz bir şekilde arabanın arka koltuğunda uzanıyorduk. Park alanı dolmaya başlamadan buradan gitmeliydik fakat ikimiz de hareket etmek istemiyorduk.
Zorla da olsa yavaş hareketlerle doğruldum ve yanağına küçük bir öpücük kondurup arabanın zemininde duran siyah gömleğimi aldım. O da bir süre beni izledikten sonra doğruldu ve üstünü giyinmeye başladı.
Eteğime yapabileceğim bir şey yoktu. Paramparça olmuştu. Yanaklarım kızarırken başımı öne eğip saçlarımın arkasına saklandım.
Güldü. "Eskiden saçların bu kadar uzun değildi. Şimdi ise bu hareketle sanırım uzun saçı daha çok sevdiğimi kabul edeceğim."
Gülümseyerek ayakkabılarımı giydim ve saçlarımı ellerimle düzeltip boğazımı temizledim.
"Eteğim mahvoldu, beni eve kadar bırakmalısın."
Jackson yüzünde şirin bir sırıtmayla bana baktı, "Başka türlüsü olamazdı zaten."
Gülüşerek toparlandıktan sonra yola çıktık. Ona yeni evimi tarif etmeme gerek kalmadan bulduğunda içimden bunu nasıl bildiğini sormak istedim, fakat bir an sonra bunu umursamadım.
O yanımda olduğu sürece hiçbir şey bilmeden yaşayabilirdim.
Araba evin önünde durduğunda ikimiz de sessiz bir şekilde ön camdan dışarıya bakıyorduk. Kalbim korkuyla kasıldı. Gitmese olmaz mıydı?
"Bu akşam müsaitsen yemeğe çıkalım mı?"
Bakışlarım ona döndüğünde gözlerinin yüzümde dolandığını gördüm. Hafifçe gülümsedi.
"Sana bazı şeyleri anlatmam gerekiyor. Artık hiçbir şeyi saklamak istemiyorum."
Dudaklarım hafifçe yukarı kıvrıldığında uzanıp yanağına küçük bir öpücük kondurdum. "Bana hiçbir şey anlatmak zorunda değilsin. Hiçbir şeyin önemi yok. Artık hiçbir şeyi düşünmek istemiyorum."
Güldü. "Yine de yemeğe çıkalım. Normal çiftler gibi."
Normal çiftler gibi.
Yanaklarım tekrar kızardığında kıkırdadım. "Pekala. Akşam sekizde hazır olurum."
Uzanıp elimi tuttu ve dudaklarına götürüp belli belirsiz bir şekilde bir öpücük bıraktı.
"Akşam görüşürüz, Hae Rin-ah."
"Görüşürüz, Jackson."
•
Eve girdiğimde ayaklarım yerden kesilmiş gibi hissediyordum. O kadar fazla mutluydum ki, tüm dillerdeki kelimeler toplansa şu an hissettiğim mutluluğu tarif edemezdi. Karanlıkta geçen beş koca yılın ardından, güneşimin gökyüzümde yükseldiğini hissediyordum.
Acı verici onlarca anının bu kadar mutlu edeceğini tahmin edemezdim.
Salondan geçerken ayağıma batan bir cam parçasıyla yerimden sıçradım. Ardından bakışlarım eve döndü.
Her yer her yerdeydi.
Kırılmış şişeler, vazolar, aynalar ve camlar... Dağılmış koltuklar, yırtılmış perdeler...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amnesia | Jackson Wang
Fanfiction"İnsan nasıl özgür olur?" Jackson bana baktı, ardından elinde tuttuğu sigaradan kısa bir nefes çekip dumanını soğuk havaya doğru üfledi. "Düşünerek. Özgün olarak. Öğrenerek. Baş kaldırarak. Harekete geçerek. Vicdanlı olarak." Sigaradan son ve derin...