Yoon Mirae - Say
•
Üzerine düşen ay ışığı ile yakamozlara bürünmüş okyanusu izliyordum.
Serin okyanus esintisi kısa saçlarımı uçuştururken, dizlerime sardığım kollarım ve yine dizlerime dayadığım çenem ile kumların üstünde oturuyordum.
Zihnimden sildiğim hayatımın ilk on yılı son zamanlarda birer birer zihnime doluşuyordu.
Hatırlamaktan korktuğum o iğrenç anılar o kadar şiddetli dönüyordu ki, sabahları kabuslarımdan kusarak uyanıyordum.
Jaebum'un büyükannesinin evinde en sevdiğim şey, sahile açılan salon kapılarıydı. Büyük fransız kapılar evin içini görüp duyabilirken aynı zamanda sahilde oturmamı sağlıyordu.
Jaebum televizyonun karşısında oturmuş bir şeyler izliyor bir yandan da çilekli sütünü içiyordu. Buraya geldiğimizden beri üç kasa çilekli süt bitirmişti...
Dalgalar şiddetli bir şekilde kıyıya çarpığında bakışlarım okyanusa döndü. O şu an, bu ufkun öbür tarafındaydı.
Ne yapıyordu?
Nasıldı?
Mutlu muydu?
Gözlerimi kapatıp iyice kendime sarıldım. Bazen o kadar canım yanıyordu ki, özlem ve kırgınlık tüm bedenimi ele geçiriyordu. Fakat çoğu zaman uyuşuktum. Sorun da buydu sanırım. Birden hissetmeye başlamak, bedenimin kaldıramayacağı kadar ağır geliyordu.
Jaebum'un sesiyle daldığım duygu okyanusundan sıyrıldım.
"Biz iyiyiz. Sen nasılsın?"
Karşı tarafı dinlerken bir yudum daha çektiği pipetten homurtu sesleri geldiğinde kaşlarını çatıp boşalan kutuyu kenara attı.
"Ah, ne zaman?"
Doğruldu ve saatine baktı. Kaşlarım merakla havalanırken oturduğum yerden kalktım ve üstümü çırpıp içeri girdim.
"Tamam, alırım."
Telefonu kapatıp kolunun altındaki yastığı yüzüne koydu ve derin bir iç çekerek homurdandı.
Yastığı çekerek, "Ne oluyor?" diye sordum.
"Lay gelmiş, onu havaalanından almamı istiyor."
Yüz ifadem donuklaştığında, şaşkınlık yerini hissizliğe bıraktı. Aniden gelen bir dürtü ile sehpanın üzerinde duran araba anahtarlarını alıp hızla konuştum.
"Ben alırım. Dönüşte de bir yere uğrayacağım zaten."
"Noona, nereye gidiyorsun?"
Cevap vermeden krem rengi uzun elbisemin üstüme ince bir hırka aldım ve kapıdan çıktım.
Telefonum, cüzdanım ve araba anahtarım yeterliydi.
Havaalanının önünde durdum ve kendimi hazırlamaya başladım. Yüzleşmem gereken çok şey vardı. Buraya bunun için gelmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amnesia | Jackson Wang
Fanfiction"İnsan nasıl özgür olur?" Jackson bana baktı, ardından elinde tuttuğu sigaradan kısa bir nefes çekip dumanını soğuk havaya doğru üfledi. "Düşünerek. Özgün olarak. Öğrenerek. Baş kaldırarak. Harekete geçerek. Vicdanlı olarak." Sigaradan son ve derin...