10

1.4K 117 23
                                    

Punch - Done For Me

Jackson'ın çatallaşarak kırılan sesinin bir yansıması da kalbimdeydi.

Lay'in dudaklarından sızarak boynuna akan kanlar ile girdiğim şoktan sıyrılıp bacaklarıma tekrar söz geçirebildiğimde ileri doğru atıldım.

Jackson'ın havadaki elini tutup tüm gücümle geri ittiğimde nefes nefese bir şekilde yalpaladı ve nefretten kararan bakışları bana döndü.

O an kararmış ruhunu, tüm berraklığı ile görebildim.

O kadar acı içindeydi ki, acı ile yandığı her parçası kömür karasıydı.

Dudaklarım aralandı. Bir şeyler söylemem gerekiyor gibi hissediyordum fakat dudaklarımdan hiçbir şey sıyrılamıyordu.

Lay'in öksürüğü ile gözlerimi gözlerinden çektim ve ona dönüp yanına çöktüm.

"Oppa, iyi misin?"

Lay derin bir nefes aldığında göğsünden yükselen hırıltılı sesi duydum. Gözlerimi kapatıp içimden üçe kadar saydım ve sakinleşmeye çalıştım. Doğrulmak için elime uzandığında elinden tutup onu hafifçe kaldırdım.

"Ben... Onu ben öldürmedim." Boğazına dolan kanları tükürüp tekrar konuşmaya çalıştı. "O gün oradaydım, evet. Fakat... Onu ben öldürmedim."

Jackson güldü. "Yalan söylemeye o kadar alışmışsın ki, diğer bir benliğin gibi olmuş." Ardından beni göstererek devam etti. "Korkun onun senin yanından ayrılacağı ise, korkma. Küçük bir köpek yavrusu gibi ölene dek peşinden dolaşacaktır."

Nefretiyle bilediği kelimelerine, acısının zehrini sürmüş, onları kalbime hedef almıştı. Her bir kelimesi kalbimi darmadağın ederken hiçbir şey söylemedim. Bakışlarımı gözünden çekmedim. O ise bana bakmıyordu, gözleri tüm nefreti ile sadece Lay'e odaklıydı.

"Ben öldürmedim, Jia Er. Öldürmedim."

"Bana öyle seslenme..." Jackson Lay'in üstüne doğru yürüdüğünde onu iterek uzaklaştırdım.

"Yeter!"

Sesim o kadar yüksek çıkmıştı ki, uzun süre boyunca sessiz alanın sonuna doğru yankılanıp ardından kaybolmuştu.

"Birbirinizi dinlemiyorsunuz! Birbirinizi dinlemeden bir sonuca varamazsınız!"

Lay yavaşça ayağa kalktı. Yalpalayarak yürüyordu. Jackson yüzünde büyük bir tiksinti ifadesiyle bize bakıyordu. O sırada Lay yutkundu ve ağzından akan kanlara aldırmadan, "Kanıtım var." diye mırıldandı.

O sırada yaklaşan araba sesleri etrafımızı sardı. Jackson'ın bakışları üstümüzden bir saniye bile kımıldamamıştı. Hızlı adımlarla Lay'in önüne geldi ve yakasından tutup yüzünü yüzüne yaklaştırdı ve tehditkar bir tonlamayla fısıldadı,

"Senden hiçbir şey istemiyorum."

Ardından hafif dumanlar çıkan arabasına doğru yürüyüp arabaya bindi ve birkaç denemenin ardından arabayı çalıştırıp gözden kayboldu.

Lay sonunda kendini yere bıraktığında hızla ona uzandım ve son anda yere çarpmasını önleyerek tuttum.

Birkaç araba feneri gördüğümde gözlerimi dolduran yaşlar sonunda kilitli kaldığı yerden kurtuldu. Başım dönmeye, midem bulanmaya başlamıştı. Arabalar durduğunda bir sürü bağırış çağırış da peşlerinden geldi. Kapanan gözlerimin perdesine ilişen silik görüntüler ve kayıp silüetler ile bilincimin kapandığını hissettim.

Amnesia | Jackson WangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin