No Clear Mind - A New Sun
•
Gözlerinde beliren bu ifade neydi?
Bütün duygularım uç noktalarda sürünürken, gözleri gözlerimi öyle sıkı tutuyordu ki, sanki bir kara deliğin kütle çekimine kapılmıştım... O kadar güçlü ve derindi ki kendimi ondan çekmem imkansızdı.
Jackson önüme düşen saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırdı ve kollarımdan destekleyerek ayağa kaldırdı.
Parmaklarım kollarına öyle sert saplandı ki, düşmemek için tutunmaktan çok, onu bir daha unutmamak için gerçekliğine tutunuyor gibi hissediyordum.
"J-Jacks..." Ben histerik bir şekilde adını sayıklarken, ellerini yanaklarıma çıkarıp yüzümü avuçladı ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Özlem.
Sevgi.
Korku.
Kayıp.
Kavuşma.
Bütün bu duygular bedenimi ele geçirirken, dudaklarımda gezinen dudaklarına ihtiyaçla tutundum. Yarın bu kararım için kendimden nefret edecek olsam da...
Şimdi her şeyden daha çok önemliydi.
Kollarımı boynuna sardım ve ellerimi saçlarına geçirdim. Kolları belime inip beni kendine çekerken, dışarıda olup olmamamız umrumda değildi.
Gözlerimden kurtulan, yanaklarımdan kayarak dudaklarımıza karışan yaşların dilleri vardı sanki.
Hislerimi sessiz kelimelerle anlatıyordu ona.
Beni geri geri çekerek bahçeye yönlendirdi. Bahçeye girdiğimizde ise dizlerimin altından tuttu ve kucağına aldı. Bacaklarımı beline dolayıp kollarımı boynunda tutmaya devam ettim. Hızla eve girdiğini, merdivenleri çıktığını duydum.
Şu an nefes bile almak istemiyordum.
Odaya girdiğimizde ve beni yatağa bıraktığında etrafımı saran kokusu ile birlikte göz kapaklarım titreyerek kapandı. Uyuşturucu verilmiş gibi hissediyordum. Bir yanlışlık vardı, evet. Hissediyordum. Fakat uyuşan beynim ve uyarılan bedenim beni kışkırtıyor, daha fazlasını istiyor ve hissettiği hiçbir şeyi umursamıyordu.
Jackson üstündeki kazağı çıkarıp yere atarken duyduğum sürtünme sesi ile gözlerim açıldı. Üst bedeninin mükemmelliği başımı döndürdü. Açık camdan odaya dolan ve neredeyse yok olmak üzere olan alacakaranlık, Jackson'ın bedeninde nefis ışık oyunları yaratıyordu.
Ellerimi kaldırıp hafifçe doğruldum. O ayaktayken, ben yatakta dizlerimin üstünde duruyordum. Bakışlarım gözlerini, burnunu, elmacık kemiklerini, çenesini ve en son dudaklarını ziyaret ederken keyif ala ala içtim güzelliğini.
Bakışlarıma sıcak bakışlarla karşılık veriyor, kendini ne geri çekiyor ne de ileri gidiyordu.
Kararı bana bırakıyordu.
Ne istediğini belli etmişti ve şimdi ben neyi seçersem seçeyim ona uyacaktı.
Buradan çıkıp gidebilirdim.
Onu arkamda bırakabilirdim.
Olması gereken buydu. Onun adı tüm dünyada başka biriyle anılıyordu. Benim değildi. Kalbi benim olabilirdi ama o, tamamen, benim değildi.
Dolan gözlerimden taşan yaşlar yanaklarımdan düştüğünde geri çekilmedim.
Kendimden nefret edeceğim bir başka nedenim daha olsa fark eder miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amnesia | Jackson Wang
Fanfiction"İnsan nasıl özgür olur?" Jackson bana baktı, ardından elinde tuttuğu sigaradan kısa bir nefes çekip dumanını soğuk havaya doğru üfledi. "Düşünerek. Özgün olarak. Öğrenerek. Baş kaldırarak. Harekete geçerek. Vicdanlı olarak." Sigaradan son ve derin...