(23. Bölümde Odin Thor'a "16 yıl önce" diyordu orası yanlış "17" olacaktı ama Nerissa 16 yıldır takıyor çünkü annesi 1 yıl taktı. Orayı şimdi düzelttim. Ayrıca 15 yıl takanı korur da hala geçerli. Umarım kafanız karışmamıştır:)
🔹
Thor çekicini önünde sallayarak uçuyordu, hafif deniz kokusu duyuyordu aradığı yeri görünce hızlıca yere indi indiği kumlu yerde küçük bir çukur oluşturmuşdu.
Başını çevirip denize baktı yanda ki mağarayı görünce adımlarını o tarafa yönlendirdi etrafta kimse yoktu. Bu yüzden 17 yıl önce bu herkesin unuttuğu yere pırlantaları bırakmıştı.
Şimdi ise babası Odin'in emri üzerine taşları kontrol etmeliydi. Normalde elli yılda bir asıl kontrol yapılır pırlantalar güçlerinin ne kadarını Midgard'a bırakmış kontrol edilirdi. ama Thor biraz erken gelmekten bir şey olmayacağını biliyordu Odin de biliyordu.
Thor pırlantaları bırakalı daha 17 yıl olduğu için Frigga güçlerinde neredeyse hiç bir değişim olmamış olması gerektiğini söylemişti. Ne de olsa yüzyıllarca daha orada kalacaklardı.
Thor hızlı ve sert adımlar ile mağaraya girdi taşlar bıraktığı yerdeydi. Tavandan ve yerden çıkan iki sivri kaynın arasında havada duruyorlardı.
Annesi Frigga'nın yardımıyla hazırladığı pırlantaların iki sivri kaynın arasında havada durmasını sağlayan tozlar da kayaların ucunda süzülüyordu. Thor mağarada ki bir kaç delikten sızan güneş sayesinde parlayan sihirli tozları görebiliyordu.
Thor kontrol için verilen şişeyi kemerinde ki bölmeden çıkardı, küçük cam şişeye bakti içinde altın renginde akışkan bir sıvı vardı. Bu sıvıyı taşların üstüne döküp ne kadar parladığına bakmalıydı, taşları Midgard'a bırakalı sadece 17 yıl olduğu için çok fazla parlaması gerekliydi, çünkü gücün çoğu daha Midgard'a geçmemişti.
Thor dikkatlice şişenin altın kapağını açtı ve zaten içinde az olan altın rengi sıvıdan bir-iki damla pırlantaların üstüne döktü.
Thor çok fazla parlayacağını düşündüğü için gözlerini kıstı ama hiçbir şey olmadı sıvı yavaşça küçük pırlantaların üstünden kayıp mağara zeminine düştü...
🔹
Jenna ve Nerissa'nın evi:
Nerissa yapay zekasına seslendi "Kane, bizim salağı ara." Aksağanlı bir erkek sesi duyuldu "Kişiler ve kişilerin takma isimlerinde 'salak' diye birisi yok." Nerissa göz devirdi "Jenna salağını ara."
"Maalesef bunu yapamam." Nerissa kaşlarını kaldırdı "Neden?" Yapay zekanın sesi odada yankılandı "Jenna kendi takma isimlerinde hakaretlerin bulunmasını yasakladı." Nerissa şokla gözlerini açtı "Ne yani beni değil de onu mu dinleyeceksin?"
Cevap gecikmedi "Jenna kendi adına bir karar verdi siz de bu haktan yararlanabilirsiniz." Nerissa sinirle ofladı "Tamam... sen kazandın Turuncuk'u ara." Bir hologram belirdi ve Kane konuştu "Jenna aranıyor."
"Ne oldu?"
"Neredesin sen Violet?"
Karşı taraftan bir oflama duyuldu.
"Arkadaşımdayım..."
Nerissa sinsice sırıttı.
"O arkadaşın adı Peter mı?"
"Belki-"
"Çok ayıp, sevdiğine arkadaş denmez."
"Nerissa Perla Fores!"
Nerissa heyecanla yerinden kalkar.
"Sevgili mi oldunuz?!"
"Ne!? Hayır! Nerissa! Sadece karşılaştık şimdi de sohbet ediyoruz."
"Hiç bana çekmemişsin. Neyse kaçta gelirsin eve?"
"Üç saate falan. Akşamüstü yani."
"Anladım, pot kırmamaya çalış. Bye!"
"Neris-"
Nerissa daha sözünü bitiremeden telefonu yüzüne kapatmıştı. Daha doğrusu bunu hologramdan kapatmıştı.
Nerissa önünde ki prototip nanoteknolojik yeleğe döndü. Örgütün deposundan aldıkları Vibranium ile yapmıştı yakaya takılan ve üstüne iki kere basıldığında göğüs kollar ve karın kısmını saran yarı çelik yarı vibraniumdu.
Daha kol kısımlarını yapmamıştı ama bitince kendini ve Jenna'yı kurşunlardan koruyacak bir yelek olacaktı.
Kollarını havaya kaldırıp gerindi ve kahvesinden bir yudum aldı dün gece bunun için uyumamıştı ve büyük ihtimalle bu gece de uyumayacaktı.
🔹🔹🔹
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
