Derin nefesler alan genç elini göğsüne vurarak daha kolay nefes almayı amaçlamıyor daha çok kendine zarar vermek ister gibi görünüyordu. Göğsünden çektiği ellerine bakarken ellerinde gördüğü kan damlaları ve durmadan titremeleri ile daha da sinirleri bozulmuş gibi duruyordu. Dizlerinin üzerine çöken genç adam şelaleden dolayı oluşan su birikintisine ellerini sokarak yıkamaya çalışıyordu. Çıldırmış gibi ellerini birbirine sürterken tek derdi ellerinin derisini yüzmek gibi duruyordu. En sonunda ellerinin temizlendiğine inandığında çekebilmişti ellerini sudan. Aldığı nefes seslerinden rahatlamış olduğu belliydi. Etrafa attığı boş bakışları bir anda şelalenin hemen yanında bulunan küçük mağaraya takılmıştı. Gencin düşündüğü tek şey içeride yatan kişiye beslediği duyguların yoğunluğuydu. Nefret ve sevgi. Nefreti onu olduğu olduğu yere kilitlemiş gibi hissediyordu. Gözlerini mağaradan çekemezken aynı zamanda da gözleri doluyordu. Gözleri daha fazla bu yüke dayanamamış olacak gibi taşmaya başlamıştı. Gözyaşları sayesinde yüzü yıkanmıştı resmen fakat durduramıyordu kendini. Bakışlarını oradan çekip suya çevirdi ve gördüğü görüntü asla hoşuna gitmemiş gibi suratını buruşturdu genç adam. Çökmüş yüzüne ve birbirine girmiş saçlarına bakarken çok hoşnutsuzdu. Bu görüntüye daha fazla dayanamamış olacak ki ellerini suya daldırıp o görüntüyü dağıtmak istedi. Keşke beynini de bulandırabilseydi aynı şekilde; yaşadıkları yalan yakınlıklar, sahte arkadaşlıklar boğazını düğüm misali sararken kimin artık düşündüğü kişi olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu ve en acısı elleri artık kana bulanmışken kaybolmuş hissediyordu. Kapıldığı duygu rehaveti göz bebeklerine ulaştı, cesur bir gözyaşı daha yeni kurumuş gözlerinden firar ederken genç adam artık yapayalnızdı. Bu idrak bedenini sarstı ve oturduğu taşlık zeminde bedeni kendini yiyip iyice küçülürken, kaosun ortasında kalmış ruhuna artık bir inancı kalmamıştı. Gözlerinden akan gözyaşlarıyla dizlerine sarılmış ve hafifçe sallanarak evindeyken dinlediği şarkıyı diline dolamıştı.
Oh so, your wounds they show
– Oh, gösterdikleri yaraların
I know you have never felt so alone
– Hiç bu kadar yalnız hissetmediğini biliyorum
But hold on, head up, be strong
– Ama dayan, başını kaldır, güçlü ol
Oh hold on, hold on until you hear them come
– Oh bekle, geldiklerini duyana kadar bekle
Here they come, oh
– İşte geliyorlar, oh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Experiment 'taekook'
Science Fiction'O' deney sonucu ortaya çıkan değişik bir yaratıktı. to start: 10.03.19 to finish: ... -Düzenlemede!- Yeni bölüm günleri Salı - Cuma (09:00/21:00)