'g'

1.2K 106 229
                                    

Jungkook

Kollarıma düşen Taehyung'u tuttuğum gibi kucakladım ve göle taşıdım. Vücudunun neredeyse her kısmında yaralar vardı ancak en çok kanayan yer kesinlikle kanatlarının çıkış yeriydi.

Kanatlar kendi kendini küle çevirmeye başlasa bile yarası derindi. Öncelikle göldeki su ile sırtında bulunan yaranın etrafını temizlemeye başladım. Sırtına ne zaman dokunsam bir sızlanma kazanıyordum kollarımın arasındaki bedenden. Ne kadar güçlenirse güçlensin aramıza katıldığı ilk günkü gibiydi; narin ve masum. 

Bedenindeki yaralar gözlerimi doldururken aynı zamanda da soğukkanlı kalmaya çalışıyordum. Çünkü önce Taehyung'la, ardından da evin olduğu yerdeki durumla uğraşmam gerekiyordu. Gerçekten ölmek için başka bir yer bulamamışlar mıydı da Seul'ün dışında ve oldukça uzakta olan evimize kadar gelmişlerdi. 

Tam kuyruğuna bakmak için arkasına eğilmiştim ki gördüğüm şeyle donakaldım. Kalçasından akan kanlar bacağının arasında kurumuştu ve hala ince bir sızıntı olarak akmaya devam eden kan ile gözlerim dolsa da emin olmak istedim. Olduğunu bilsem de inanmak istemedim, o an buna ihtiyacım vardı çünkü. Kuyruğu kendini yenilemiyordu.. Gerçekten ağır yaralanmıştı bu sefer ve ellerim kollarım birbirine dolanmış ne yapmam gerektiğini düşünüyordum.

- - -

Cemetery Garden [Taehyung]

Gezintiye çıkan Taehyung gelen çıtırtı sesleriyle beraber adım seslerini durdurmuş ve kulaklarını dikleştirmişti. Evin civarından geldiğini hisseden güçlü kulakları ve duyuları sayesinde bütün odağını sese göre ayarlamıştı. Adımlarını öylesine seri ve sessiz atıyordu ki kulakları en keskin olan hayvanları bile getirseniz zor duyacakları kadar sessizdi ki bu sesi çıkaran bir insansa onu duyması imkansızdı. Taehyung gerçekten bu işlerde profesyonelleşmişti ve insan hayvan ayrımını yapamayacak kadar iç içe yaşıyordu iki bedeninde de.

Ağaçlık alana girmesiyle duyduğu sesin şiddeti artarken gördüğü üç bedenle beraber yanında bulunan gövdesi iri ağacın arkasına saklandı. Gözlerini oraya odaklamış ne yaptıklarını anlamaya çalışıyordu. Çantalarından çıkarttıkları mum ve haçlarla beraber iyice meraklanan Taehyung kulaklarını daha da dikleştirdi. Hiçbiri konuşmuyordu, aksine hipnoz olmuş gibiydi hareketleri. Tanrı aşkına bu gençler ne yapmaya çalışıyordu. Yerde daire şeklinde mumları dizen kızı, tam ortasına yerden topladıkları dal parçalarıyla altı köşeli yıldız yapan erkeği ve mumların dört bir çevresine denk gelecek şekilde yere ters harçları saplayan diğer erkeği de anlayamıyordu. Eğer o gençler bilseydi şu an onların bulunduğu ve özenle her şeyi dizdikleri toprakta bir düzine adamın kanının olduğunu bu kadar rahat olurlar mıydı?

Derin bir nefes alırken bir yandan da aklına Jungkook'u getirmemeye çalışıyordu. Bu üç gencin burada ne yaptığını çözmeden buradan ayrılamazdı. Her şeyi tamamladıklarını düşünen arkadaşlar ise arabada bulunan iki siyah bir kırmızı cübbelerini almışlardı. Kırmızı olanı genç kız giyerken siyahları erkekler üzerine geçirmişti. Bütün mumları tek tek yakan siyah saçlı erkek daha sonra yıldız şeklini verdikleri dalları ateşin küçük kıvılcımlarıyla tutuşturmuştu. Hazır olduğunu düşündükleri anda üçü de ters haç dairesinin içinde mumların dışında olacak şekilde durarak el ele tutuşmuşlardı. Daha sonrasında ise Taehyung gördüğüne inanamadı çünkü üç gencin de ellerinde en az 15 cm olan ve oldukça sivri bıçakları tuttuklarını görmüştü. Onlar yüksek sesli bir şekilde kendi dualarını ederken harlanan alevle irileşmemiş gibi daha da irileşmişti Taehyung'un gözleri. Bu zamana kadar hayatını mantık çerçevesine oturtan ve ona göre yaşayan Taehyung için bu görüntüler şoka sokan cinstendi. Ateşin harlanması için hiçbir sebep yoktu. Evet hafif bir rüzgar esiyordu ama harlanacak olsa hep gür bir ateş yanmaz mıydı?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 18, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Experiment 'taekook'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin