'x'

1.9K 220 43
                                    

Jungkook: 2 years later

"Ateşi düşmüyor. Daha ne yapacağız? Hastaneye götürmemiz gerek."

Taehyung çok kötü hastalanmıştı. Bizden habersiz incecik kıyafetleri ve ayakkabısız ayakları ile kar oynamaya çıkmıştı. Lanet olsun ki ateşi çok yüksekti ve düşmüyordu.

Gözleri açılmayan Taehyung'u son çare kucağıma aldım ve banyonun içerisindeki küvete yatırdım. Küvetin mermeri soğuk gelmiş olmalı ki titremesi yetmezmiş gibi daha çok titredi. Yavaşça yüzünü okşarken gözleri açılıp kapanıyor, sonra da ateşten dolayı kaşlarını çatıyordu.

Jihoon'a bakışlarımla çeşmeyi işaret ettim. Soğuk tarafa çevirip bir anda açması ile Taehyung irkilip çıkmaya çalışsa da durdurmuştum. Titrerken çenesi çıkacak veya dişlerini kıracak diye korkuyordum. Çünkü o kadar sık ve sert bir şekilde titriyordu ki çenesi...

Küvetin tıkalı tıpası yüzünden yükselen su artık Taehyung'u çok da rahatsız hissettirmiyordu. Çünkü vücudu soğuğa alışmıştı ama hala ateşi vardı. Küvetin içine elimi daldırıp küvetteki su ile terden birbirine girmiş saçlarını ve yüzünü elimdeki soğuk su ile turluyordum.

Ah açıkçası direk konuya girmiştim değil mi? Şu iki yıl içerisinde çok fazla şey olmuştu ki ama sanırım en önemlisi Taehyung'un çok hızlı büyümesiydi. Bu normal bir büyüme değildi. Çünkü iki yıl önce neredeyse bebek olan Taehyung'un boyu şu an tahminen 1.65' ti. En az 12-13 yaşlarında bir çocuk gibi görünüyordu.

Evin içine kurduğumuz bilgisayarlar ve değerlerine bakmak için kurduğumuz minik laboratuvar sayesinde öğrenmiştik. Vücudundaki hayvan DNA'ları resmen savaş halindeydi. Hepsi bir diğerine baskın gelmeye çalışıyordu. Bir keresinde DNA'lar yine böyle baskın gelmeye çalışmıştı ve Taehyung az daha çektiği acıdan dolayı delirecekti.

Tanrım unutamıyordum. Tırnakları uzayıp kısalıyor, köpek dişleri kendini belli eder gibi uzuyor ve kalınlaşıyordu. Bu olay olduğunda daha küçüktü ve asıl en şaşırdığımız olay gerçekleşti. Kemiklerinin neredeyse hepsi kırıldı. Her kemiğinin kırılışında o acı bir çığlık bırakırken, biz onun çığlıklarına ev sahipliği yapan göz yaşlarımızı döküyor ve sakin olup kendine zarar vermemesi için tutuyorduk.

Sonra ne olduysa bir anda olmuştu. Vücudu bir anda büyüyüp uzamıştı ve uzun bir süre uyanamamıştı. Sürekli serumuna vitaminler ve antibiyotikler enjekte etmiştik. O zaman aralığında vücudu kendini tamamen yenilemiş ve eski haline göre daha da güçlü olmuştu. Oysa ki görünümü bir çocuk gibi duruyordu.

Ellerimin arasında hareket eden Taehyung ile dalan bakışlarım hemen ona döndü. Elini boğazına atmış sıkıyordu. Nefes alamıyor, gittikçe ten rengi soluyor beyaz renge dönüşürken dudakları da morarıyordu.

"B-buraya bakın. HEMEN BURAYA BAKIN! TAEHYUNG NEFES ALAMIYOR!"

Sudan çıkarıp yere yatırdığımda kalp masajına başlamıştım ama hiçbir etkisi olmuyordu. Başını çok fazla olmayacak şekilde geriye yatırdım ve burnunu kapatarak dudaklarına yaklaşıp nefesimi üfledim. Sonra iki göğsünün ortasından birkaç parmak yukarıya birleştirdiğim ellerim ile masaj yapmaya başladım. Ama olmuyordu... olmuyordu lanet olsun. Taehyung'dan kalan son hatıram ölüyordu!

"B-bir dakika. Jungkook eğer düşündüğüm şey doğru ise hemen oradan çekil!"

Bir bilgi var mı diye laboratuvara çıkan Yoongi merdivenlerden koşarak aşağı iniyordu. Hızla Taehyung'un yanından ayrıldım ve Yoongi'ye yer açtım. Son hız banyoya giren Yoongi Taehyung'u aldığı gibi su dolu küvete yatırıp göğsünden bastırmaya başladı. Gözlerim büyürken aynı zamanda bağırarak ellerini çekmeye çalışıyordum çünkü tüm vücudu suyun altındaydı. Yaşama şansı varsa da eliden alıyordu şu an.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen! Öldüreceksin. Bırak onu!"

"Asıl sen bırakmazsan ölecek, çek ellerini!"

Yoongi'nin sert çıkan sesi ile ellerimi çektim hemen. Arkamızda toplanan ekip kaşlarını çatmış Yoongi'nin ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Yoongi'ye dokunmadan ne yaptığına bakmak için iyice yaklaştım. Taehyung'un çıplak göğsüne su altında masaj yapması ne kadar doğruydu.

Kıpırdanan Taehyung ile gözlerim irileşmiş ve ne olduğunu anlamaya başlamıştım. Gözleri ve ağzı yavaşça açılmış göğsü inip kalkmıştı. O sırada fark ettim kaburgalarının hemen altında beliren solungaçları. Sonra düzenli bir şekilde göğsünün yükselip alçalmaya başlaması ile Yoongi bastırdığı ellerini çekmişti.

"Aptalız biz."

"A-ama nasıl olur?"

"Aptal, onun DNA'sında balık DNA'sı da bulunuyor ve biz aptal gibi ona hiç su yatağı yapmadık. Akciğerleri kurumuş. Biraz önce yukarıda organları incelerken fark ettim. Ona acilen minik bir havuz yaptırmamız gerekiyor."

Ellerini çektiği halde su altından çıkmayan Taehyung hala derin derin nefesler alıyordu. Suyun altından çıkardığı elini yanağıma koyup okşadığında ağlamaya başladım. Çok korkmuştum. Onu da kaybedeceğim diye çok korkmuştum.

Herkes kendini yere bırakırken bir anda çocuk gibi ağlamaya başlamıştık. Hem de sesimizi koyup hıçkıra hıçkıra. Evet başlıca sebep Taehyung'du ama hepimizin içinde biriktirdiği bir şeyler vardı. Şu anda hiçbirimizin bir diğerine neden ağladığını sormayacağı için hepimiz kendi halinde içini boşaltıyordu. Uzun zamandır beklediğimiz bir terapiyi şimdi alıyor gibiydik.

Taehyung bize gerçekten çok iyi geliyordu. Onunla birlikte sürekli okumaktan, ders çalışmaktan büyümeye vakit bulamayan ruhumuz çocukluğunu yaşıyordu. Bizler de onunla büyüyorduk. Biz de onunla öğreniyorduk bazı şeyleri. Taehyung bizim için hiçbir zaman bir deney gibi görülmedi ve deney olarak da anılmayacaltı. O benim 13 kişilik kocaman ailemin en güzel parçasıydı. Asla kaybetmek istemediğim bir parçası.

~

#14.05.19->12.04.20

Experiment 'taekook'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin