Taehyung
Kulaklığımı çıkardığımda bir silkelenme ihtiyacı hissetmiştim. Hem gözlerim hem kulaklarım hem de bacaklarım ağrıyordu. Oyun oynarken şekilden şekile girdiğim için en rahat pozisyonu bulana kadar denerdim. Bugünkü en rahat pozisyon da dizlerimin üzerinde gelmişti.
Döner sandalyeden kalktığımda vücudumu kısaca gerdim. Guruldayan karnım ile saate çevirdim başımı. Bizimkiler bu saatte uyanmış oluyorlardı genellikle. Umalım da kahvaltıdan bana kalmış olsun. Bugün gerçekten çok acıkmıştım.
Odamı toplamadığım için kızmasınlar diye hızlı hızlı her şeyi düzeltmiştim. Sabah sabah azar hiç çekilmiyordu çünkü. Uzun zaman sonra yatakta uyanmanın verdiği uyuşukluk hala geçmemişti ama nedense özlemiştim de yatağı.
Kapıyı yavaşça açtım ve evi dinledim. Birkaç ses geliyordu ancak içlerinde tanımadığım bir ses de vardı. Sonradan aklıma gelen Hoshi'nin her zaman sabah programları izlediği geldi. Aksatmadan izlerdi.
Basamakları seke seke inerken de Jimin'e sesleniyordum bir yandan. Gerçekten ayağa kalkınca daha da hissetmiştim acıktığımı.
"Jimin neredesin? Ben çok acıktım.~"
"KIM TAEHYUNG!"
Ben hala adımlarımı devam ettirirken yabancı bir sesin adımı bağırmasıyla olduğum yerde donup kaldım. Bakışlarımı görebildiğim kadar evin içinde gezdirmeye çalıştım. O da kimdi? O sırada gözüme mutfakta ki Jimin takıldı. Yere çökmüş bana yalvarır gibi bakıyordu.
Hâlâ bir şeyi anlamadığım için bu adamın beni nereden tanıdığını düşünüyordum. Bir iki basamak daha inip salonu görmemle beraber durdum. Bu adamı daha önce görmediğime yemin dahi edebilirdim. Peki o beni nereden tanıyor?
İşaret parmağımla kendimi gösterdiğimde adamın yüzündeki şaşkınlık olabilirmiş gibi daha da büyüdü. Adımları salon kapısına doğru giderken kaşlarım çatıldı. Bu adam kimdi de diğerleri sesini dahi çıkaramıyordu? Ne oluyor burada?
"Senin DNA'nı aldım ben. Öldün sen! Gözlerimin önünde tabutun ateşlerin içine sürüklendi. Nasıl karşımda olabilirsin? SEN KİMSİN?"
Ben öldüm mü? Tabutun içine koyulup yakıldım mı bir de? Burada neler oluyor!
Bakışlarım Jimin'i buldu. Mutfakta öylece yere oturmuştu. Gözleri bir yere takılmış ve... neden başını masaya vurup duruyor? Bakışlarımı yardım için diğerlerine çevirdiğimde hepsi harap haldeydi. Bazıları koltuğa öylece oturmuştu, bazıları elleriyle başını sıkıştırmıştı. Neden köşeye sıkışmış gibi hissediyorum.
Her zaman gerildiğimde kuyruğum öne uzanırdı. Kuyruğumu okşadığımda ise sakinleşirdim. Tabi yanlış bir zamanda öne uzanması oldukça kötü olsa da...
Koluma doğru dolanan kuyruğum ile tanımadığım adam duraksadı. Kuyruğuma dikkatli dikkatli bakmaya başladı. Baktıkça da gözleriyle orantılı olarak ağzı da büyüdü. Elini ağzına götürüp bizimkilere döndüğünde evde öyle bir sessizlik vardı ki, nefes alsam her yer darmadağın olacakmış gibi hissediyordum.
"Ne zamandır saklıyordunuz onu?"
Hiçkimseden ses çıkmazken bu sefer yüksek ses tonuyla tekrar etti söylediklerini. Bu kadar bağırması, ki özellikle sevdiğim kişilere bağırması sinirlerimi bozmaya başlamıştı.
"NE ZAMANDIR SAKLIYORDUNUZ ONU?"
Yavaş yavaş basamaklardan aşağı doğru inmeye başlamıştım. Tetikte olmak her zaman en iyisiydi. Çünkü bu adama karşı hiç samimi hisler beslemiyordum, hem de gördüğüm andan beri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Experiment 'taekook'
Science Fiction'O' deney sonucu ortaya çıkan değişik bir yaratıktı. to start: 10.03.19 to finish: ... -Düzenlemede!- Yeni bölüm günleri Salı - Cuma (09:00/21:00)