Experiment 'taekook'

'n'

Taehyung

(2 weeks ago)

Havuzumun dibine çökmüş karşımdaki şapşalı dinliyordum. Havuzun kenarında kalan temiz küçük yere zar zor yatan Hoshi, dert yanıyordu bana. Hoshi, Woozi'ye küsmüştü benim kafese kapatılmamdan sonra. Tabi aynı şekilde Yoongi de Hoseok'a küsmüştü.

Artık neredeyse her sabah havuzumun olduğu ahıra kahvaltılık getiriyorlardı ve beraber kahvaltı ediyorduk. Her ne kadar onlarla aralarını düzeltmelerini söylesem de dinlemiyorlardı. Olan bana oldu ama küsen bunlar. Delilere bak.

Yere yatmış Hoshi'nin Woozi'yi ne kadar özlediğini duymaktan artık kusacak hale gelmiştim. Öh yani çocuğum sus da bir motorun soğusun.

O sırada gözüm ahırın kapısına takıldığında karşımda Woozi'yi görmeyi pek beklemiyordum açıkçası. Ne işi vardı bunun bura- ah doğru ya Hoshi burada.

Cama tıklattığımda Hoshi'nin bakışları bana dönmüştü. Başımla kapıyı gösterdiğimde başı hızla kapıya dönmüştü. Woozi'yi görmesiyle de hemen oturur pozisyona gelmişti.

Konuşsam bile suyun içinde olduğumdan duyamayacağı için gülümseyip, Hoshi'ye el sallayarak havuzun diğer tarafına yüzmüştüm.

Evet açıkça konuşmak gerekirse şu iki haftadır neredeyse Jungkook, Yoongi ve Hoshi dışında bütün ekip ya tek tek ya da iki üç kişi gelerek kapıda biraz dikiliyorlar, bazen gelecek oluyorlar sonra vazgeçerek geri dönüyorlardı. Aynı zamanda hem sürünsünler istiyordum hem de kıyamıyordum.

Havuzda daha fazla kalmak istesem de Woozi buraya yaklaşırken rahat hissetmiyordum kendimi. Havuzdan çıkmak için yukarıya doğru sıçradığımda biraz suyu Hoshi'nin üzerine taşırmıştım. Islanan Hoshi'nin şaşkın ifadesine içimden bir kahkaha attım ve yükselmeye devam ettim. En sonunda başım sudan çıktığında derin bir nefes aldım.

"Seni orospu, insan duruyor burada insan. Islattığın yetmedi bir de havuzun içine atta tam olsun. Islanmayan yerlerim kaldı."

Homurdanan Hoshi'nin haline gülerken merdivenlerden tutunmuştum. Tek bacağımı merdivene attıktan sonra diğerini atacakken altımdaki merdivenin çekilmesiyle havuzun kenarlarından son anda tutunmuştum.

"Sen bana güler misin? Oh olsun sana, hıh."

"Hoshi'ciğim, balım, peteğim. İndirme bak beni oraya. Koy şu merdiveni."

"Koymuyorum işte koymuyorum. Ne yapacaksın?"

Bir anda pençelerimi çıkartıp yere atladığımda Hoshi çığlık atarak havuzun etrafında koşuşturuyordu. Bir süre sonra kendi ayağına takılıp tam düşecekken, hızla olduğu yere zıplayıp belinden tuttuğumda yere kafa atmaktan son anda kurtulmuştu.

"Kahramanımm. Ver bir alt duduş."

"Kudurdun mu? Ne bu hal?"

Gülmeye başladığımda o da gülmüş ve yanağımdan öpmüştü. Biliyordum tabi ki de Woozi'yi kıskandırmak için öptüğünü. Bebeğim insandan çok hayvanın tekiyim ben. Benimle insan mı kıskandırılır?

"Bu yeni aldığım şort popoma mı yapışıyor Taetae'ciğim. Giydiğimden beri o şerefsiz Hoseok bakıp durdu. Hayır rahatsız olsam neyse de rahatsız da olmadım. İyice otoban zillisi olma yolunda- ne işi var bu 1.50'nin burada?"

"Yoongi sussana ya 1.50 değilim ben. 1.65'im."

"Ee, ne fark var."

"15 santim az mı be?"

"Ay bu da iyice şirret mahalle kadınlarına döndü. İyi ki ayrılmışsın Hoshi'ciğim bundan. Vizyon düşürücü. Öğh midem kalktı."

"Yaah! Bir susun artık! Sizin için gelmedim. Taehyung. Senin için geldim. Diğerleriyle düşündük ve senden sağlam bir özür dilememiz gerektiğinin farkına vardık. Evet farkındayız, geç kaldık ama önemli olan düşünmemiz... değil mi?"