4. Bölüm - Yüzüme bakmakla başla

1.4K 146 62
                                    

** Medyadaki de Sehun'un bahsi geçen gülüşü... Düşüşlerdeyiz canlarım, hep beraber :(

**** (LUHAN)

Bir saat kadar önce, Baekhyun'u geçirdiğimden beri koltuğumda uzanmış tavanı izliyordum. Televizyondan en sevdiğim dizilerden birinin jeneriği gelse de onu umursayıp odağımı değiştirmemiştin. Çünkü zihnimi çok daha başka şeyler meşgul ediyordu ve ben diziye odaklanmak istemiyordum.

Baekhyun ile olan konuşmamdan beri aklımda dönüp duran tek bir şey vardı; Sehun ile konuşmak... İstediğim ev arkadaşı şartlarına ondan daha çok uyan birini daha bulamazdım. Onu kaybetmek istemiyordum. Ama ben evimde gergin ve tedirgin yaşamak da istemiyordum. Onun çekingenliği beni paniğe sürüklerken her an bir hata daha yapacağım diye ödüm kopuyordu. Ve bir insan kendi evinde bu şekilde yaşamamalıydı. Bu yüzden belki de Sehun ile konuşmak, ona en azından benden kaçmamasını söylemek iyi fikir olabilirdi. Çünkü benimle daha rahat diyaloglara girerse ben de rahat davranabilirdim. Zaten şunun şurasında birbirimizi ne kadar görüyorduk ki? Gün içinde toplamda 10 dakika anca karşılaşırken fazla bir şey istemiş olmazdım bence. Bu sadece biraz taviz vermesini sağlamak olurdu o kadar.

Kendimi cesaretlendirip bir hışımla ayağa kalktığımda ellerimi birleştirip çıtlattım. Sehun ile bir an önce konuşmam şarttı. Yani ya şimdi ya hiç...

Sehun ile konuşmak için odasına gitmeden önce mutfağa uğradım. Onun yanına bomboş gitmek istemiyordum. Biraz daha aklına girebilmek adına iki büyük bardağa süt doldurmuştum. Bir tabağa da dün aldığım damla çikolatalı kurabiyelerden koyduktan sonra tekrar mutfaktan çıktım. Şu anda kurabiye ve sütü silah olarak kullandığımı söyleyebilirdim çünkü bunları onun sevdiğini düşünüyordum. Birkaç kez geceleri odasına götürürken görmüştüm ve denemekten zarar gelmezdi.

Sehun'un odasının önüne geldiğimdeyse derin bir nefes alıp dirseğimle birkaç kez kapıya vurdum. İçeriden bir ses gelmemişti ve ben de bunu giriniz olarak kabul edecektim. Bu yüzden de yine dirseğimi kullanarak kapıyı araladığımda bakışlarım Sehun ile buluşmuştu.

"Şey... Girebilir miyim?" başını silik bir hareketle aşağı yukarı sallamıştı. Muhtemelen kıyafet almaya geldiğimi düşünüyordu ama yanılıyordu. O anda Sehun beni baştan aşağıya süzüp elimdeki tepsiyi görünce gözlerini hayretle irileştirmişti. "Biraz kurabiye ve süt getirdim." Şaşkın bakışları eşliğinde içeriye girip kapıyı ayağımla ittirdim. Biraz ilerleyip gözleri önünde tepsiyi yatağına, önüne bıraktıktan sonra ona bakmıştım.

"Oturmamda bir sakınca var mı?" şaşkın bakışları tepsiden ayrılmazken başını silik bir şekilde sağa sola salladı. Ben ise bacaklarımdan birini altıma alıp diğerini yataktan sarkıtacak şekilde karşısına oturmuştum. Yüzümde de onu rahatlatmak için bir gülümseme vardı. Resmen o rahat etsin diye her yolu deniyordum, şaka gibiydi. Bir gün gelip de ev arkadaşımı açmak için böyle çabalayacağımı hiç düşünmezdim. "Şey... Ben... Rahatsız etmiyorum, değil mi?" nihayet başını tepsiden kaldırıp bana baktığında bir şey dememişti. Bana bakmak dışında herhangi bir tepkisi yoktu. "Bunu rahatsız etmediğim yönünde yorumluyorum o halde."

"Tamam."

"Sehun..." Konuşmaya nasıl başlayacağımı bilmediğim için biraz duraksamıştım. Yanlış anlaşılma korkusundan boğazım da kururken sütümden büyük bir yudum alıp boğazımı ıslattım. "Sen de yesene." Söylediğimle kurabiyesinden ısırıp, sütünden içen Sehun ile ben de asıl konuya girmeye başladım. "Benim seninle konuşmak istediğim bir şey var. Konuşabilir miyiz?" Elindeki bardağı tepsiye bırakıp başını salladı.

"Tabii." Konuya girecektim fakat beni yanlış anlamasından da çok korkuyordum. Onun yanındayken sağlıklı bir birey gibi değildim.

"Biliyorsun, eve taşındığından beri birbirimizi pek görmüyoruz." Başıyla silik bir şekilde onay verdi. "Gördüğümüz zamanlar ise rezilliklerim ve devamında olan saçmalıklarımla geçiyor." Bu anların utançlarıyla yüzümü buruşturmuştum. Gerçekten hepsini silip atacak bir icat henüz geliştirilmemiş miydi? "Öncelikle bilmeni istiyorum ki o anların her biri benim açımdan epey utanç vericiydi. Belki de ben saçmalarken sen içten içten eğlenmiş bile olabilirsin, hak veririm. Çünkü gerginken saçmalıyorum, saçmalayınca da ortaya komik şeyler çıkıyor. Bunun için de üzgünüm."

Woori Doori // HUNHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin