19. Bölüm - Ondan hoşlanıyorum

1.1K 145 160
                                    

****

Omletimin son lokmasını da ağzıma attıktan sonra arkama yaslanıp karnımı ovaladım. Sehun'un yaptığı her yiyeceğe bayılıyordum. Yaptığı yemekler daha güzeli ise sadece onunla beraber yemek oluyordu.

"Doydun mu? Eğer doymadıysan bir omlet daha yapabilirim?" benimle bebekmişim gibi ilgilenmesi, üzerime düşmesi çok hoşuma gidiyordu. Sırf bu yüzden de bile bir tane daha yiyebilirdim ama fazlasıyla doymuştum.

"Teşekkürler ama çok doydum. Zaten 2 tane yedim."

"Afiyet olsun." Karnımı okşarken gülümseyip kendi tabağına odaklanmıştı. Sessizce biraz yedikten sonra başını kaldırıp bana baktı. "Luhan."

"Efendim?"

"Sana bir şey söyleyeceğim." Yüzüne baktığımda bu durumun onu biraz rahatsız ediyor olduğunu görmüştüm. Söylemekte zorlanıyor gibiydi.

"Dinliyorum."

"Şey... Akş-" Sehun'un lafını bölen şey kapıdan gelen zil sesiydi ve yarım kalan cümlesiyle seslice nefesini vermişti. Ben ise zilin arka arkaya birkaç kez çalması üzerine oflayarak yerimden kalktım.

"Ben bakıp da geleyim. Sen diyeceğini unutma." Başını sallayarak beni onayladığında mutfaktan çıkıp kapıya geldim. Kim olduğuna bakmadan kapıyı açtığımdaysa karşımda görmeyi beklemediğim bir beden vardı.

"Selam, Luhan." Minhyuk elini kaldırıp bana selam verirken şok olmuş bir halde ona bakıyordum. "Sehun nerede? İçeride mi?" onu davet etmemi bile beklemeden içeriye girdiğinde arkasından öyle bakakaldım.

Nereden çıkmıştı şimdi bu? Sehun ile beraber güzel vakit geçiriyorduk ve o, benim görmeyi en son isteyeceğim kişi bile değildi. Çünkü şu anda bir de paylaşma duygusunu yaşamayı istemiyordum. Sehun benim en yakınımdı. Onun en yakını da bendim. Aramızda olmasına, Sehun'u sürekli benden almasına sinir oluyordum.

Biraz daha kapıda dikilirsem onu Sehun ile yalnız bırakmış olurdum. Bu yüzden de kapıyı kapatıp mutfağa ilerledim. Ve içeriye girdiğimde gördüğüm manzara gözlerimi büyütmeme sebep olmuştu. Sırtı bana dönük olan Minhyuk, Sehun'a sımsıkı sarılmış 'nasılsın, iyi misin' tarzı sorular soruyordu. Sehun da uysal uysal cevap veriyordu. O sırada gözleri benimkiler ile buluştu ve Minhyuk'u kendinden uzaklaştırdı. Gördüğüm görüntü sinirime dokunduğundan derin bir nefes alıp gözlerimi kaçırdım. Ardından masadaki yerime hırsla oturup gözlerimi ikisine diktim.

"Dünden beri neler yaptın, Sehun?" boş sandalyelerden birine oturup elini çenesine yaslayarak sordu. Tüm ilgisi Sehun'un üzerindeydi.

"Gece geç geldiğimiz için uyudum sadece." Normal bir tonda cevap verirken gözünün ucuyla bana bakmıştı.

"Onu bile güzel yapıyorsundur eminim."

"Ne?" Sehun beklemediği cümle ile şaşırırken ben gözlerimi devirdim. O kadar açık bir şekilde asılıyordu ki saklama gereği bile duymuyordu.

"Boş ver beni. Kahvaltı mı yapıyorsun?"

"Yapıyorduk." Benim de orada olduğumu belli etmek için yapmacık bir gülümseme ile mırıldandım.

"Ağh, Luhan. Sen de mi buradaydın? Nasılsın?"

"Fark edebilmene sevindim. İyiydim." Sehun ile göz göze geldiğimizde bana kaşlarını kaldırarak 'yapma' dercesine işaret verdi. Ben ise nefesimi seslice verip cümlemi düzelttim. "Yani, iyiyim. Sen?"

"Oldukça iyi." Bunu Sehun'a bakarak söylemesi bozulan sinirlerimi daha da hoplatmıştı. Ama tepki vermemeye devam ettim. Çünkü bir bakıma Sehun'un misafiri sayılırdı ve ben ev arkadaşımı, kaba davranarak üzmek istemiyordum.

Woori Doori // HUNHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin