** Medyada hunhana en yakıştırdığım şarkılardan biri var.
Finale de yorumlarınızı bekliyorum cldfnlfv
Son olarak bu ficte en aklınızda kalan sahneleri, olayları bana belirtirseniz memnun olurum. İyi okumalar.
****
Ellerim koynumda yatan Luhan'ın saçlarında gezinirken nihayet evimizdeydik, yatağımızdaydık, birbirimizindik. Günlerdir işkence gibi gelen bu ev, yeniden huzurum olmuştu. Her şey eskisi gibiydi. Belki çok daha iyisi...
Zor, kabus gibi geçen birkaç günün ardından her şey düzelmişti. Yeniden rahatlamış, kendimi iyi hissetmeye başlamıştım. Çünkü tek bir söz... Luhan'ın ağzından çıkan tek bir söz, beni tüm endişelerimden arındırmaya yetiyordu. Tıpkı tek bir sözünün alaşağı edebileceği gibi. Neyse ki bu sefer ağzından çıkanlar iyi olmuştu.
En başından beri, Luhan'ın bir sebep olmadan benden ayrılamayacağını bildiğim için daha çok üzülüyordum. Onu mecbur bırakan şeyi bilmiyor, sorun her neyse çözüme kavuşturmak için çabalayamıyordum. Elim kolum bağlı kalmıştı ki bu korkunçtu.
"Kutuyu... O gün mü buldun?" bu kötü ayrılık sürecini birbirimizi bol bol severek atlatalım istiyorduk ama bazı şeyleri öğrenmem de şarttı.
"Evet. Odadayken yatağın altına telefonumu düşürdüğümde fark ettim. Görünce merak ettim, açtım."
"Ne hissettin?"
"Kendi resimlerimi görünce başta ne olduğunu anlayamadım. Senin sakladığını düşündüm ama değildi. Lise yıllarımdaki halimdi o, sende olması imkansızdı. Bir an kutunun içine ben mi koydum acaba dedim ama o da saçmaydı. Benim eski fotoğraflarımın hepsi annemde ve babamdaydı çünkü. Yanımda hiç yoktu. Daha sonra merak edip babamı aradım. Sana fotoğraf verip vermediğini sordum. Vermedim, dedi. Şaşkınlığım iyice arttı ve daha çok incelemeye başladım. O sırada defteri gördüm." Durup seslice yutkundu. "İlk sayfasında kocaman harflerle Seyoon'un günlüğü yazıyordu. Benim ne zaman çekindiğimi bile bilmediğim fotoğraflarımın yanında ne işi var diye merak edip okumaya başladım. Başlarda her şey normaldi. Sonra annemin adını gördüm. Sonra da kendi adımı... Ve o sayfadan sonra her yerde defalarca kez kullanılmıştı adım. Bazı yerlerde fotoğraflarımı gördüm. Görüntümden, nasıl bir hayatım olduğundan bahsediyordu. Ama beni şaşırtan şey bu değildi: bana karşı olan hislerinden uzun uzun bahsetmesiydi. İnanamadım. Onun, senin defterin olmasını istedim. Ama ne yazın benziyordu ne beni o zaman tanıyordun ne de adın Seyoon idi."
"Üzgünüm."
"Çok kötü hissettim. Okudukça ağladım ve seni, bizi düşündüm. Yaşadığımız şeyler bir bir gözümde canlandı. Yılbaşında, ailenin yanından dönerken o kutu kucağındaydı. Zaten ne olduysa da o günden sonra olmuştu. Parçalar tek tek yerine oturunca da benden uzak durma sebebinin bu olduğunu anladım. O an seni, yaşadığın acıları düşününce çok suçlu hissettim, Sehun." Başını kaldırıp bana baktığında ona bir tebessüm sundum. "Senin yerinde olmayı asla istemezdim. Bir yanda ben diğer yandaysa ikizin... Bu durum yüzünden senin hayatın boyunca ne kadar zorlanacağını, vicdan azabı çekeceğini bildiğim için sana kolaylık sağlamak istedim. Sen vazgeçememişken ben yapayım dedim. Biraz da benim fedakarlık yapmam gerektiğini düşündüm. Seni hafifletmek istedim ama..." Duraksadığında ne diyeceğini biliyordum. Onun yerine ben tamamladım.
"Daha çok acı verdin."
"Daha çok acı verdim." O da benimle beraber söylediğinde elimi yanağına atıp yüzünü sevdim.
"Neden sorduğunda söylemedim zannediyorsun? Bu yüzden. Bunu yapacağını bildiğim için, üzüleceğin için söylemedim. Ben zar zor aşmışken seni de bu düşünce batağına sokmaya gerek yoktu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Woori Doori // HUNHAN
FanfictionBiz ikimiz, sahiden de bir elmanın iki yarısı mıydık? Galiba, daha da fazlası...