** Üff şarkının sözleri tam bu fic için olmuş, dinlerseniz hoş olur eheh
İyi okumalar^^ **
****
Çubuğumdaki yiyeceği üflemeden ağzıma attığımda biraz yanmıştım. Haliyle de soğutmak için sürekli ağzımı açarak yiyordum.
"Dikkatli ye. Yanacaksın."
"Uyarmakta geciktin. Ben zaten yandım." Sehun'un gözlerinin içine bakarak verdiğim cevapta aslında iki anlamım vardı. Fiziksel olarak yanmıştım, evet ama ruhsal olarak da yanacağımı hissediyordum.
Sehun ise bir şey demeyip önündeki suyu bana doğru ittirdi. Ağzım yandığı için sessizce yardımda bulunuyordu. Her zamanki gibi düşündüğü yine bendim.
Uzattığı suyu içtikten sonra bir süre ikimiz de konuşmamıştık. Sadece önümüzdeki yiyeceklere odaklanmıştık.
"Çin yemeklerini sevdiğini bilmiyordum."
"Çin'e dair sevdiğim tek şey yemekleri." Ağzım doluyken gevelediğimden devamı için bitirmeyi bekledim. "Sana bilmediğin bir şey daha söyleyeyim mi?" başını merakla salladığında sanki çok gizli bir şeymiş gibi ona doğru eğildim. O da masanın üzerinden bana doğru yaklaşmıştı. "Ben yarı Çinliyim."
"Ne?" bunun onda şok etkisi yaratacağını biliyordum.
"Annem Çinli benim."
"Ne?" gözleri kocaman olmuş bana bakarken sırıtıyordum. Çünkü herkes ilk öğrendiğinde aynı tepkileri veriyordu. "Sen..."
"Hiç Çinli gibi değilim, değil mi? Herkes bunu söylüyor."
"Yani... Evet."
"Babam Koreli zaten. Melezim aslında ama ben kendimi tamamen Koreli gibi görüyorum."
"Sen ciddisin, değil mi?" Sehun gözlerini kısarak beni süzdüğünde başımla onu onayladım.
"Olmamayı dilerdim, sanırım."
"Neden?" merakla sorduğunda omuz silktim.
"Çin hakkında hiçbir şeyi sevmiyorum." (milliyetçi köpek Luhan, bu kız seni bu hale getirir işte haddini bil!)
"Çok soru soruyor gibi olabilirim ama... Tekrar ediyorum, neden?" Sehun'un sorusuyla yüzümde bir tebessüm belirdi. Çok hoş bir anı değildi ama küçüklüğümün en büyük olayı sayılırdı. Unutamıyordum.
"Annem buraya okumak için gelmiş ve okulda babamla tanışıp, aşık olmuşlar. Büyükbabam ise koyu bir milliyetçi olarak kızının bir yabancı ile evlenmesini istememiş. Annem de babama kaçmış." Gözleri merakla ve hayretle açıldığında o kadar tatlıydı ısırmak istiyordum. İfadesi tüm dikkatimi dağıtıyordu. "Sonra evlenmişler, ben olmuşum falan... Tabii annem ailesini özlediği için hep yanlarına gitmek istemiş ama büyükbabam onu silmiş. Görüşmeyi bırak arayıp sormuyormuş bile." Durup derin bir nefes almıştım çünkü işin bu boyutunu yaşayan olarak iyi hatırlıyordum.
"Sonra bir gün annem yanıma geldi ve beraber Çin'e, büyükbabamı ziyarete gideceğimizi söyledi. Çok sevindim. Çünkü o zamanlar hep bir büyükbabam olsun isterdim. Babamın ise bir ailesi yoktu."
"Sonra ne oldu?"
"Annemle beraber Çin'e gittik. Büyükbabamın evinin önüne geldik fakat bizi içeriye almadılar. Kapıyı bile açmadılar. Annem ise o soğukta saatlerce kapının önünde ağladı ve açmaları için yalvardı. Ben ise çok korktum, üşüdüm, acıktım. Annem yanımda çaresizce ağlıyordu. Küçük bir çocuk olarak da bundan fazlasıyla etkilendim. Hatta..." Duraksayıp derin bir nefes aldım. "Annem ile babamın arasının açılmasına en büyük sebep de annemin babamı tercih etmiş olması oldu. Ailesini özledikçe hırsını babamdan aldı. Sonucunda ben de Çin'e dair olan her şeyden kendimi uzaklaştırdım. Sadece annem arada yemeğini yaptığı için yemeklerini seviyorum. O kadar." Sonuna doğru gülerek bitirdiğimde Sehun şok olmuş gözüküyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Woori Doori // HUNHAN
FanficBiz ikimiz, sahiden de bir elmanın iki yarısı mıydık? Galiba, daha da fazlası...