**** (SEHUN)
"Tüm derdin buydu yani...". Baekhyun'un Luhan ile olan kavgalarının nedenini öğrendiğimde kendimi bıkkınlıkla yatağa bıraktım. Neden onunla olmamı istemediğini, neden inatla bizi ayırmak istediğini... Hepsinin nedeni birdi. Benimle aynı sebeptendi.
Baekhyun, Luhan'dan onca zaman uzak durma sebebimi en başından beri, hatta benden de önce, bildiğini söylemişti. Evet, biliyordu ama eksikleri de vardı. Şimdiyse olayın tamamına o da hâkimdi. Sonradan öğrendiğim şeyleri ona da göstermiştim çünkü.
"Bilmiyordum ki... Bilgim olan kısmı bunun sadece başıydı."
"Ben de başlangıçta o kadarını biliyordum. Hepsini öğrendiğimdeyse hiç beklemeden Luhan'a geldim işte." İç çekip yatakta oturur pozisyona geldim. "Biliyor musun beni çok korkuttun." Yanıma gelip otururken başı mahcubiyetle eğikti. "Senin fikirlerin benim için önemli çünkü kimsem yokken sen vardın. Benim en yakın arkadaşımdın, ailemden bir parçaydın. Ama Luhan... O, tek başına benim her şeyim olabildi. Ona âşıktım ve onsuz berbat bir haldeydim. Bizzat deneyimlemiştim. O yüzden... Sen de böyle yapınca onay vermeyeceksin diye ödüm koptu. Aranızda kalmaktan çok korktum."
"Özür dilerim." Sesi az gelirken ne kadar kötü hissettiğini anlayabiliyordum. "Ben bilmediğin bu şeyi öğrendiğinde kötü hissedeceğini düşündüm. Üzülüp, eskisi gibi kendini suçlayacağını... Üzerine bir de bu yük olarak binsin istemedim. Tek korkum buydu. Bu yüzden ayrılmanızı istedim."
"Sana kızmıyorum. Kendince haklıydın ama Luhan'a haksızlık ettin."
"Luhan'ı severim. Her ne kadar az önce kötü şeyler söylemiş olsam öyle düşünmüyorum."
"Biliyorum." Sakince mırıldansam da bu durum onun, Luhan'ın kalbini kırdığı gerçeğinde bir değişiklik yaratmıyordu.
"Luhan iyi bir adam. Evet, çok ilişkisi olmuş olabilir ama sevdiği kişiye sahip çıkar, o konuda güvenim tam. Seni sevdiğini de biliyorum. Çünkü kimseye olmadığı gibi davranıyor sana. Adın geçince bile gözleri parlıyor."
"Parlıyor mu sahiden?" başıyla beni onayladığında içim kıpır kıpır oldu.
"Bunu fark edeli epey oldu. Bu yüzden ondan, senden uzak durması için bir söz almaya çalıştım. Başarısız oldum fakat artık sorun değil. Belli ki olması gereken bu. Kader sizi bir araya getirmek için her şeyi yapmış."
"Luhan'ın benim için doğru kişi olduğundan her gün daha da emin oluyorum." Onunla aramda hiçbir engel kalmadığının bilinciyle daha da sakin konuşuyordum. "Onu çok seviyorum."
"Seni üzerse onu fena benzeteceğim sözümün hala arkasındayım, Sehun." Baekhyun kıkırdadığında sırıttım.
"Olmayacak şeylerin sözlerini vermene gerek yok." Aniden ayaklanıp kapıya doğru ilerledim. "Hadi gidelim. Daha dilenecek bir özrün var." İsteğimi açıkça belirtirken iç çekmiş ve yanıma gelmişti. Ama itiraz da etmedi, o da biliyordu olması gerekeni.
"Özür dilerim, Luhan." Beraber salona gittiğimizde duyduğumuz sesler ile duraksadık.
"Sen neden özür diliyorsun ki?" Luhan, eli ağzındayken bakışlarını Chanyeol'e dikmişti.
"Baekhyun'a engel olamadım."
"Senin bir suçun yok." Eliyle Chanyeol'ün sırtını pat patlarken Baekhyun onlara doğru ilerledi.
"Doğru. Bu, benim suçum." Tüm bakışlar Baekhyun'a dönerken Luhan derin bir iç çekti. Gözleri Baekhyun'u es geçip yanına oturan bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Woori Doori // HUNHAN
FanfictionBiz ikimiz, sahiden de bir elmanın iki yarısı mıydık? Galiba, daha da fazlası...