** Bölümde adı geçen canım şarkıyı da şuraya bırakıyorum, belki dinlemek ve sözlerine göz gezdirmek istersiniz ehehe
İyi okumalar♥
**** (1 hafta sonra)
Eve girip çantamı ikili koltuğun üstüne attıktan sonra bedenimi çarşafları düzeltilmiş koltuğumun üzerine bıraktım. Bu dersten nefret ediyordum. Sabahın köründe olmasından da nefret ediyordum. Bay Kim'den de nefret ediyordum.
Güzel bir uyku çekip, evi saran mis gibi kokularla kahvaltı etmek varken ben, tek ders için okula gidip gelmiştim. Sehun ile kahvaltı etmek varken mecbur bırakıldığım duruma bir bakıyordum da... Kabus gibi bir olaydı.
Sinirle saçlarımı üflediğim sırada salonun kapısının tıklatılmasıyla başımı geriye attım.
"Gelebilirsin, Sehun." Kim olduğunu bildiğim için kapıya bakmayı bırakıp yattığım yerden doğruldum. Sehun da tam kaşıma gelip dikildi.
"R-Rahatsız etmiyorum ya?"
"Hayır, etmiyorsun. Aksine Bay Kim'in suratından sonra senin yüzünü görmek çok iyi geldi." Söylediğim şey ile ikimizin de gözleri büyütürken boğazımı temizledim. "Yani, ondan hiç haz etmiyorum. Kimi görsem iyi gelirdi." Açıklamamla kısa bir an yüzü düşmüş gibiydi. Belki de benim kuruntumdu ama sanki ilk söylediğim onu daha çok mutlu etmişti.
Ha bu arada, Sehun ilk kez ona güzel bir şey söylediğimde utanıp bakışlarını benden çekmemişti. İlginçti.
"Anladım. Şey... Ben senden bir şey rica edecektim." Gözlerim onu sorgularken eli ensesini buldu. "Evde yiyecek pek bir şey kalmadı. Alınması lazım ama ben her zaman internetten alıyorum. Bugün de öyle yapacaktım fakat bilgisayarım bozuk ve telefonum da saçma bir şekilde donuyor."
"Gidip almamı mı istiyorsun?" ayaklanıp üstümü düzeltirken devam ettim. "Olur, alırım. Sen alınacakları yaz, gerisi kolay."
"Ağh, buna gerek yok. Ben sadece... Bilgisayarını ödünç verebilir misin diyecektim. İnternetten almak için." Sehun'un söylediğiyle başımı yana eğip dudak büzdüm. Dışarıya çıkmak onun için zor olduğundan internetten alıyordu, anlıyordum ama artık ben vardım. Buna gerek yoktu.
"Onun yerine gidip alabiliriz."
"B-Birlikte mi?"
"Evet. Bence eğlenceli olur."
"Ben gelmesem daha iyi olur. Sen de oraya kadar gidip yorulma, internetten alırız." Sehun tedirgince yerinde kıpırdanırken omuzlarımı silktim.
"Hadi hazırlan, Sehun." Onu insan içinde daha rahat yaşayan, çok sosyal olmasa bile istediği zaman çekinmeden dışarıya çıkabilen biri yapmak istiyordum. Böyle olmasının bir sebebi vardı. Bunun doğuştan gelen bir özellik olmadığına en içten şekilde inanıyordum. Hem zaten Baekhyun'un bana anlatmak istemediği o şey de bununla alakalıydı, hissediyordum Bu yüzden sebebini bilmesem de onu değiştirmek için çabalayacaktım. Umarım başarılı olurdum.
"B-Bundan emin değilim."
"Ben eminim, Sehun." Elini tutup onu çekiştirmeye çalıştığımda hala aynı yerde durmaya devam ediyordu. İri yarı bir şeydi ve çekişim onu etkilememişti haliyle. "Bak Sehun..." Ona doğru dönüp birkaç adım atarak tam önüne geldim. "Sana bir teklifle geldim. Yanımda rahat olmanı istedim ve sen deniyorsun. İnan bana gün geçtikçe daha da başarılı oluyorsun. Ve eğer sen de istemeseydin bunu gerçekleştiremezdin. Biliyorum, seni çok uzun zamandır ya da çok iyi tanımıyorum ama içten içe bu tedirginliği atmak istediğini biliyorum?" Sehun beni pür dikkat dinlerken soru imalı cümleme hafifçe başını sallamıştı. "O zaman izin ver sana yardımcı olayım. İzin ver senin insanların içinde korkmayan, çekinmeyen biri olmanda katkı sağlayayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Woori Doori // HUNHAN
FanfictionBiz ikimiz, sahiden de bir elmanın iki yarısı mıydık? Galiba, daha da fazlası...