** Yorum istiyorum bebekler, iyi okumalar ♥♥
**** (2 Gün sonra)
Bugün benim için büyük bir gündü. Yıllardır süregelen yalnızlığım, bir başına yaşamaya çalışmam bugün son buluyordu. Artık o yalnız kurdu oynayamayacaktım. Teknik olarak sadece evde yalnız kurttum ama o da son buluyordu işte.
3 yılın ardından ilk kez kendime bir ev arkadaşı ediniyordum. Daha önce hiç böyle bir talebim olmamıştı ve açıkçası bunu öncesinde sorsalar kesinlikle reddederdim. Eğer paraya ihtiyacım olmasaydı hala aynı fikirdeydim. Ama anlık şartlarım reddetmeye el vermiyordu.
Bugün, geçen seferki gibi rezil olmamak adına biraz erken kalkıp ortalığı toparlamıştım. Kıyafetlerimi kaldırmış, çöpleri atmış ve bulaşıkları da yıkamıştım. Yorulmuştum da ama! Sonuçta bunlar benim için fazla bile işti, az görülmemeliydi.
Ortalığa son bir kez göz gezdirip temiz olduğundan emin olduktan sonra koltuğa oturup televizyonu açtım. Sehun gelene kadar ben de biraz televizyon izleyebilirdim. Kanalları rastgele gezerken ise denk gelen bir aslan belgesinde durdum. Hayvan belgesellerini oldum olalı sevmiştim ve aslanları da öyle.
İki küçük yavru aslanın oynamasını izlerken yüzümde tatlı bir gülümseme oluştu. Muhtemelen kardeşlerdi ve birbirleriyle olan boğuşmaları fazlasıyla sevimliydi. Dürüst olmak gerekirse böyle anlarda bir kardeşim olsun istiyordum. Tamamen yalnız kurt olmak o kadar da eğlenceli değildi aslında.
Belgesel izlemeye dalmışken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Ta ki zil çalana kadar... Sehun gelmiş olmalıydı ve ben heyecanla aniden ayağa kalktım. Yeni başlangıçlar, köklü değişiklikler bende her zaman heyecan yaratıyordu.
Derin bir nefes alıp saçlarımı düzelttikten sonra –ki inanın bana bunu neden yaptığım hakkında en ufak fikrim yoktu- kapıyı açtım. Yüzümde büyük bir tebessümle Sehun'a bakarken o elindeki 2 tane valizle yine yeri izliyordu. Buna alışmam gerekiyordu, yani sanırım, her ne kadar hoşuma gitmese de.
"Hoş geldin." Ufak bir baş hareketiyle bana karşılık verdiğinde tekrar derin nefes aldım. En azından hoş buldum diyebilirdi. "İçeriye geçsene." Kapının kenarından çekilip Sehun'a yol verdiğimde valizlerini sürükleyerek içeriye girmeye çalışıyordu. Ben ise ona yardım etmek amaçlı elimi valizin tekine attım. Duraksamıştı fakat yine de izin de verip tekini serbest bıraktı. Bana götürmem için bıraktığı valiz daha küçük olandı ve bu, biraz gururuma dokunmuştu. Ama şimdilik üzerinde durmadım. Aramızdaki duvar kalktığı zaman da yaparsa asıl o zaman çenemden korkmalıydı.
Sehun salonda beni beklerken valizi kapının kenarına bırakıp yanına gittim. Ne diye ayakta bekliyordu ki bu çocuk?
"Sehun?" başı hala aşağıya eğik olsa da en azından tepki amaçlı bana dönmüştü. "Neden ayakta dikiliyorsun? Otursana." Başını sallayarak beni onayladıktan sonra ikili koltuğa oturdu. "Burası artık senin de evin. Çekinme ve rahat ol. Ben rahat bir insanımdır, kimseyi yargılamam. Eğer aklında hakkımda ne düşünür gibi cümleler varsa, olmasın." Birkaç saniye başını kaldırıp yüzüme baktıktan sonra mırıldandı.
"Tamam." Vay be. Tek kelimelik de olsa iletişim kuruyordu. Gelişme vardı bence.
"Pekalaaağğğ..." Kelimeyi uzatarak televizyon karşısındaki yerimi aldım ki bu da Sehun'un yanı oluyordu. Ekranda hala aslan belgeseli devam ederken gelen kükreme sesiyle başımı televizyona çevirdim. Çiftleşiyorlardı. Şahsen ben, bu görüntüyü ilginç bulmuştum ama sanırım Sehun benimle aynı fikirde değildi. Olduğu yerde daha da bir büzülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Woori Doori // HUNHAN
FanfictionBiz ikimiz, sahiden de bir elmanın iki yarısı mıydık? Galiba, daha da fazlası...