****
Yatağın ucunda oturarak hala Sehun'u beklerken derin bir iç çektim. Ders saatlerimiz yakın olduğu için okula beraber gitme kararı almıştık. Onun benden erken başladığından ben biraz bekleyecektim ama sorun değildi. Kantinde takılabilirdim. Tabii eğer Sehun hazırlanıp çıkabilirse...
"Sehun?"
"Efendim?"
"Ne yapıyorsun?"
"Hazırlanıyorum." Ben odada, o da banyoda birbirimize bağırarak anlaşmak epey zor olmuştu. Bu yüzden de göz devirip yanına gittim. Ne yaptığını da merak ediyordum. Bitmek bilmemişti bir türlü şu hazırlanması.
Banyoya vardığımdaysa kapısına yaslanıp aynada saçını yapan Sehun'u izlemeye başladım. Neden bugün, her zamankinden farklı olarak, bu kadar özeniyordu ki?
"Neye bu hazırlık?"
"Hiçbir şeye." Omzunun üzerinden bana tebessümle bakarken gözlerimi kıstım. "İşte bitti." Ortadan ayırdığı saçlarını son kez eliyle düzeltip gömleğinin duruşunu sabitledi. Ve... Tanrım! Çok yakışıklı görünüyordu. O, her zaman görüntüsü sayesinde bir ilah gibi gezse de şu anda gözümü ondan alamıyordum. Kalbimi hızlandırmıştı. Siyah dizleri yırtık kotunun üzerine düz siyah bir tişört, onun üzerine de mavi tonlarında oduncu bir gömlek giymişti. Siyah saçlarını ise onu tanıdığımdan beri ilk kez ortadan ayırıyordu. Ve iyi ki daha önce ayırmamıştı çünkü onu benden başkasının böyle görmesini istemiyordum. "Nasıl görünüyorum?" sorusu üzerine ona doğru adımlayıp aramızdaki mesafeyi kapattım. Kıskanç yanım şu anda baskın gelmeye başlıyordu.
"Sevmedim." Bana umutla bakan gözleri anında solarken başını yana çevirip aynaya baktı.
"Neden? Neresi olmamış? Saçım mı?" eli saçına giderken ekledi. "Düzelteyim o zaman." Gözlerime hayal kırıklığıyla bakıyordu ve ben buna dayanamıyordum. Karşımdaki kocaman adam üzülecek, aklından ya da kalbinden bir anlığına kötü bir duygu geçecek diye ödüm kopuyordu.
"Öyle değil." bozmak için saçına götürdüğü elini durdurdum. "Çok, çok iyi görünüyorsun. Saçın seni daha iyi göstermiş."
"Ama az önce sevmedim dedin?"
"Dedim çünkü bu kadar yakışıklı görünmenden rahatsız oldum. Normalde bile insanların gözü üzerindeydi, Sehun. Şu halinle bakmayanların gözlerini de döndüreceksin." Sehun neler döndüğünü anladığı için tebessüm ederken benim kaşlarım hafiften çatıktı.
"Kıskandın sen."
"Evet, kıskandım. Çünkü artık eski Sehun'dan farklısın. Daha girişken, daha başı dik birisin. Dikkat çekiyorsun. Ayrıca..." kısa bir an duraksamıştım çünkü tepkisinden emin değildim. "Artık yalnız da değilsin." Bakışlarımı ondan kaçırırken kıkırdama sesini işitiyordum. Hoşuna gittiği belliydi. "Neden gülüyorsun?" kaşlarımı daha da çatıp ona döndüğümde burnumu sıktırdı.
"Hoşuma gitti çünkü." Nefesimi sesli ve sert bir şekilde verirken göz devirdim.
"Keşke benim de gitmiş olsa." Burun kıvırdım. "Hem sen neden bir anda bu kadar özendin ki?"
"Bakımlı ve iyi görünmek istiyorum."
"Önceden de bakımlı ve iyi görünüyordun."
"Senin de dediğin gibi artık yalnız değilim. Okulun en güzel, en yakışıklı adamlarından biriyle birlikteyim. Ben sadece onun yanına yakışmak istemiştim. Daha iyi gözükmem gerektiğini düşündüm." Gözlerimdeki kıskanç bakış yerini şaşkınlığa bırakırken Sehun iç çekti. "Ama madem bundan rahatsız oldun... Ben de eski haline döndürürüm." Aynanın karşısına geçip eliyle saçını bozacağı sırada onu tekrar durdurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Woori Doori // HUNHAN
Fiksi PenggemarBiz ikimiz, sahiden de bir elmanın iki yarısı mıydık? Galiba, daha da fazlası...