10. Bölüm - Bugünü değil, seni hatırlayacağım

1.1K 149 85
                                    

** Şarkıya da bakabilirsiniz, iyi okumalar ^^

**** (SEHUN)

Gözümün önünde, Luhan'ın kolundan kanlar boşalırken yaptığım tek şey öylece bakmaktı. Bakmak ve bakmak... Ona yardım edebileceğim gibi yapabileceğim birçok şey de vardı. Mesela kolundan akan kanı durdurmak için oraya bir şeyler bastırabilirdim. Onu hastaneye de götürebilirdim ama hiçbirisini yapamıyordum.

Sadece, gözüm yerdeki kana takılmış bir halde 'benim yüzümden' diye sayıklıyordum. Onun benden yardım isteyen sesini duymuştum ama hareketliliğim yok denecek kadar azdı. Gözümde kanlarla dolu sahneler canlanırken zihnim harekete geçmek için komut veremiyordu. Sadece o görüntüler vardı ve ben bunları silmem gerektiğini biliyordum. Ama yapamıyordum çünkü benim yüzümdendi. Her şey benim yüzümdendi. Aklımda beliren o sahne de şu andaki gözümün önünde olan sahne de... Hepsinin sebebi bendim.

Aptallıklarımla insanlara zarar veriyordum. Luhan da bunun en gerçek örneğiydi. Aptaldım çünkü ona öğretmeyi ben teklif etmiştim. Eski seti kullanmasını ben istemiştim, ona büyüğü kullanması için izini ben vermiştim. Onu uyarmakta ben geç kalmıştım. Her zaman olduğu gibi yine geç kalmıştım.

"Benim yüzümden. Benim yüzümden." Transa girmiş gibi arka arkaya sayıklarken beynimin içindeki sesler arasında Luhan'ınkini işitmiştim. Cılız bir sesti ama onu duyuyordum.

"Senin... Senin yüzünden değil. Y-Yardım et, canım çok acıyor." Luhan'ı sesini duymamla gözlerimi sımsıkı kapatıp ayağa kalktım. Bacaklarım titriyordu ve ona yardım etmem gerekiyordu ama zihnimdeki görüntüleri bir türlü susturamıyordum. Orada dönüp duran görüntü bana hükmediyordu adeta.

"Benim yüzümden oldu. Luhan... Luhan, çok özür dilerim."

"Sehun! Ş-Şunu söylemeyi kes ve... Yardım et. Ben acıya dayanıklı biri değilim ve be-beni... Kan tutar." Beynimde Luhan'ın yakarışları gittikçe güçlenirken diğer sesler biraz azalıyordu. Onun her bir cümlesi daha da güçlü etkiler uyandırmıştı bende. Ve ilk kez... İlk kez tüm o görüntüleri durdurabileceğimi hissediyordum. Durdurmak da zorundaydım. Çünkü Luhan'a bir şey olmasına, onu kaybetmeye dayanamazdım. O benim için çok özeldi. "S-Sehun... Gözlerim kararıyor." duyduğumla beraber gözlerimi açtığımda bir anda tökezleyip balkon demirine tutunan Luhan ile karşılaşmıştım. Onun bu kadar kötü olduğunu fark etmek ise benim için son noktaydı. Bu, beni iyice kendime getirmişti. Bu yüzden de ona doğru bir adım attım. Fakat tam da o anda Luhan bayılmıştı ve ben, düşmemesi için gücünü kaybeden bedenini hızlıca kavradım.

Onun gözleri yavaşça kapanırken ben kendiminkileri büyütmüştüm.

"Luhan? Luhan, kendine gel! Aç gözlerini." Yüzünü tokatlayıp uyanması için uğraştığımda pek de başarılı değildim. "Luhan!" endişe kendini daha iyi göstermeye başlarken şaşkınca etrafıma bakındım. Onu hastaneye götürmem gerekiyordu ama bir taksiyi ya da ambulansı beklersem daha çok kan kaybederdi. Bu yüzden de derin bir nefes alıp bedenini yere oturttum. Geldiğimde çıkarttığım hırkamı koluna sımsıkı sarıp tampon yaptıktan sonra Luhan'ı kucağıma aldım. Şu anda aklıma tek bir yol geliyordu ve umarım ricamı karşılıksız bırakmazlardı.

Bu yüzden de Luhan kucağımdayken olabildiğim en hızlı şekilde kapıdan çıktım. Karşı komşunun kapısına gelip dirseğimle ziline bastıktan sonra açılmasını beklemeye başladım. Aceleci, endişeli ve sabırsızdım. Sonuç olarak dirseğim bir kez daha zili bulmuştu.

"Buyurun, ne is-" kapıyı açan kadın kucağımdaki Luhan'ı görmesiyle cümlesini yarıda kesmişti. "İyi misiniz?"

"Ben yan dairede ev arkadaşımla kalıyorum. Ve... O, kötü bir kaza geçirip bayıldı. Gördüğüm kadarıyla sizin de arabanız var. Bizi hastaneye götürebilir misiniz?" her zaman konuşmaktan korkan ben, dimdik bir başla söylemiştim. İlk kez. Ve Luhan için...

Woori Doori // HUNHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin