Gizemli: Tribünlerde misin?
Lina: Tribünlere yürüyorum.
Lina: Az önce hödüğün biriyle tartıştım.
Lina: Aynı takımda olduğunuzu düşündüğüm bir hödük.
Sonra bir anda kafamda bir ampul yandı. O hödük...Gizemli olabilir miydi? Böyle bir ihtimal vardı ve ihtimali bile titrememe sebep oluyordu.
Gizemli: Takım arkadaşlarım kibardır.
Gizemli: Neden tartıştınız?
Bilmiyormuş havaları kesme.
İç sesim konuşmaya başladığında ağzını aramaya karar verdim.
Lina: Düdüğünü vermek için Celil Hoca'yı arıyordum.
Lina: O hödük de üzerime hızla kapıyı açtı ve dengemi kaybedince düşmemi engellemek için tuttu beni.
Lina: Ayrıca yeterince cırladım kapının önünde. O soyunma odası sizin okulunsa neden duymadın hiçbir şey?
Gizemli: Çünkü yaklaşık 15 dakikadır soyunma odasında değilim ondan olabilir mi sence?
Gizemli: Hakemlerden biri takıma su dağıtmamı söyledi. Ben de suların olduğu kutuyu almak için spor salonunun dışına çıktım.
Gizemli: O kapıyı açan kişi...seni tuttu.
Gizemli: Ben seni sadece psikolojik olarak tutuyorum.
Gizemli: Psikolojik olarak düşmeni engelliyorum.
Gizemli: Fiziksel olarak düştüğünde, seni tutamıyor olmam, üzücü...
Tribünlere oturduğumda yazdığı sözlerin ruhuma dokunduğunu hissediyordum. Sunduğu bahane birden aklımdan uçup gitmişti.
Lina: Evet, üzücü.
Lina: Maç başlayacak, bırak telefonu.
Lina: Görüşürüz.
Gizemli: Haklısın, görüşürüz 👋
Telefonu cebime koyduktan sonra yanımda bana beklenti ile bakan iki yüze olanları anlattım. Sevda kararsız kalıp susma hakkını kullandığını söylerken Alisa ise bu işin peşini bırakmamam gerektiğini söylüyordu.
Kafam öyle çok karışmıştı ki ne düşüneceğimi bile bilmiyordum. Bu sebeple bu konuyu maçtan sonra düşünmem gerektiğini anlayıp maçın başlamasını bekledim. Bizim takım ve karşı takımın basketbolcuları sahaya çıktıklarında sinsi sinsi hepsinin üzerinde gözümü gezdiriyordum. Sevda'ya dönüp bir şey söyleyeceğim sırada hülyalı hülyalı sahaya baktığını fark ettim. Tabi ki okulumuzun takımında bulunan Emre'ye bakıyordu.
Yanağına hafif bir tokat attığımda yerinden zıplayıp bana baktı. Şirin şirin sırıttığımda o da sırıttı ve sahaya bakmaya devam etti. Sahadakilere bir daha göz attığımda az önceki hödüğü görmemle beraber hem eriyip hem de gözümü devirmeyi başardım.
"Kızlar, bu o..."
Kızlara sahanın ortasına doğru yürüyen kişiyi gösterdiğimde ikisinin de çenelerinin aşağıya doğru düşmesini izledim. Sevda formama iki eliyle yapıştı ve "Barkın'ı falan bırak, buna yürü sen!"
"Aslında şu çıkan da bayağı iyiymiş."
Alisa sahaya çıkan karşı takımın basketbolcularından birini işaret ettiğinde Sevda ve ben aynı anda oraya döndük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güven Bana ~yarı texting~
Historia CortaAyaklarımı bağlayan, ruhumu zincirleyen bu duygu; benim lanetimdi. Asla "Ben böyleyim." diyemedim. Hakkımda söylenen her söz tenime sicim gibi yağan buz taneleri gibiydi. Kozama kapandım, kırıldım. Küçük bir umut ışığı bir gün perdemden içeri sızdı...