(Chanyeol)
Uyandığımda başım ağrıyordu. Saatin altı olduğunu fark edince tüm ağrıya rağmen dehşetle yataktan çıktım.
"Günaydın."
"Beni neden uyandırmadınız?"
"Asistanınız aradığında uyuyordunuz. O da sizi uyandırmamam gerektiğini söyledi."
"Ah Luhan..."
"Gömleğinizi ütüleyip cam kenarındaki askıya yerleştirdim. Takım seçmemi ister misiniz?"
"Hoş bir mor tonu olsun. Koyulardan seçin lütfen."
Duşa girip sıcak suyun saçlarımdan başlayıp vücudumdan süzülmesine izin verdim. Duştan çıkınca hızla kurulanıp takımımı giydim. Aynada kravatımı yapmaya çalışırken akşam yaşadığım inanılmaz tesadüfü hatırladım. O sanat eseri bu kadar yakınımdayken, yıllar sonra böyle karşılaşmıştık demek.
Onu bulmuşken kaybetmek istemiyordum. Belki de o Jungkook denen sapık yüzünden tedirgindim. Sehun'a asıldığı kilometrelerce uzaktan bile anlaşılabilirdi. Bu yüzden çabuk davranmak istemiştim. Ondan hoşlandığımı inkar edecek değildim. Fakat arkadaşlığına bile muhtaç hissediyordum.
Kravatı fazla sıktığımı anlayınca yüzümü buruşturdum. Gömleğimi düzeltip bir ayakkabı seçtim. Onunla arkadaşlığım kimse tarafından hoş karşılanmazdı. Bunu düşünme bile boğuluyor gibi hissetmeme yetiyordu.
Bir saat sonra son katta odama doğru yürürken Yixing'i gördüm. Elinde beş tane dergiyle Luhan'ın odasına doğru yürüyordu.
"Arkadaşını aradın mı?"
"Şey... Ben de sizle o onu hakkında konuşmak istiyordum."
"Onları bırakıp odama gel."
Bir tanesini alıp adımlarımı hızlandırdım. Anlaşılan Eunhyuk ve Donghae reklam işi için çoktan çalışmaya başlamıştı. Örnek dergileri de daima fazla bastırırlardı. Bunu seviyordum.
Yixing odama girince gülümseyerek oturmasını söyledim.
"Evet, dinliyorum."
"Dün akşam, tuvalette bir şey mi oldu?"
"Hesap soruyorsun hm?"
"Öyle değil... Şey.. Özür dilerim."
"Sehun'a bir şey yapmadım. Sadece arkadaş olmak istedim."
"O biraz korkak biridir. Jongin'in başına bazı şeyler geldi. Yani tam olara-"
"Bir arkadaşının onu ilişkiye zorladığından mı bahsediyorsun?"
"O-oh biliyor muydunuz?"
"Abisi söyledi."
"İşte Sehun da bu yüzden çekiniyor. Üstelik siz..."
"Ondan büyüğüm?"
"Evet..."
"Bu onu ikinci görüşüm ve sadece arkadaş olmak istedim. Neden bana sapık muamelesi yapıyorsunuz?"
"Öyle demek istememiştim."
"Emin misin?"
"Evet, özür dilerim."
"Jungkook senin arkadaşın, öyle değil mi?"
"Evet."
"Sehun'la ilgileniyor ve sen bu yüzden benden rahatsız oldun."
"Hayır! Asla! Jungkook başkasından hoşlanıyor."
"Ne diye Sehun'a sarıldı o zaman?"
Tebessüm ettiğinde ciddi olmaya çalışacak öksürdüm.