18. Bölüm

354 16 44
                                    

(Chanyeol)

Sıkıcı bir iş günüydü. Aslında işe gelmek benim için hiçbir zaman sıkıcı olmamıştı. Fakat nedense bugün öyle hissediyordum.

"Günaydın çocuklar! Matbaayı denediniz mi?"

"Şimdi örnek bir dergi hazırladım efendim. Orada basıp size getireceğiz."

"Öğleden sonra çıkacağım. Hazır olmazsa yarın bakarım."

"Siz çıkmadan yetiştiririz."

"Kolay gelsin!"

Oradan çıkıp, tasarımlarla uğraşan yaramaz çalışanlarımın yanına uğradım. Oyunun videosunu yanlışlıkla paylaşarak bir kaos yaratan ve bu kaosu bir reklam stratejisine dönüştüren ekibim... Tanrım! Bu kadar şapşal bir ekiple nasıl böyle harika bir iş çıkardığımı anlamıyorum.

"Pek çok ülkeyle anlaşma sağladık. Oyun ilk burada raflardaki yerini alacak. Sonra sözleşme sırasına göre diğer ülkelere dağıtımı yapılacak. Çok vaktimiz yok."

"Yani aslında, reklam yayınladığımız bir süreçte aniden oyunu çıkaracağız. Değil mi?"

"Aynen öyle olacak. Billboardlar için afiş tasarımını bu kez kim yapıyor? Elektronik afişlerin de hazırlanması gerek."

"Donghae bu konuda daha fazla şey biliyor."

"Pekala, oraya gidiyorum."

"İsterseniz ben odanıza gelmesini söylerim."

"Tasarımcısını gönder bana."

"Tamam efendim, hemen odanızda olur."

Odama çıkıp beklemeye başladım. Kısa süre sonra içeri rengarenk biri girdi. İşe girdiği zamanlara göre oldukça farklı görünüyordu.

Üzerindeki takım elbise inanılmazdı. Altında yeşil kumaş pantolon vardı. Açık sarı gömleğinin üzerinde yeşil kravatı ve üstünde ise pembe bir ceket...

"Beni istemişsiniz."

"Posterlerimiz de senin kadar renkli mi Kibum?"

"Sanırım öyleler efendim."

Elindeki tablette bir şeyler yaptı ve bana uzattı.

"Neredeyse tüm karakterler var. Bu harika."

"Beğendiniz mi gerçekten?"

"Beğenmek? Bayıldım."

"Aslında tek poster bu değil. Oyunun kapağı için, elektronik afişler için, başka dergilere vereceğimiz reklamlar için ve internet reklamı için farklı afişler tasarladım."

"Sen harikasın. Hepsini görmek istiyorum, ama bu küçük ekrandan değil. Mail olarak gönder, buradan bakalım."

Hızla tabletinden bana mail gönderdi. Bilgisayarımın ekranını çevirerek, ikimizin de göreceği şekilde hazırladım.

"İçlerinden ben mi belirleyeceğim? Yoksa çizerken hangisinin ne amaçla olduğunu belirledin mi?"

"Aslında belirledim ama siz değişiklik yapmak isterseniz..."

"Tamam, bakarken sen bana hepsini say."

Onunla afişleri inceledikten sonra Luhan'ı odama çağırdım. Dün karaoke için topladığımızda durgun görünüyordu.

"Dün neyin vardı?"

"Şey... Ben iyiyim."

"Bana söyleyebilirsin Luhan."

Just Us To ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin